Bolu Emniyet Müdürlüğü ile Kaçakçılık ve Organize Suçlarla
Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekipler Saddam'ın askerlerinin
yağmaladığı tarihi eserlerle sikkeleri büyük bir operasyonla ele
geçirdi. Kaçakçıların bu hazineyi yurtdışında pazarlama hayalleri
böylece suya düştü. İşte operasyonun adım adım öyküsü...
Gecenin sessiz karanlığında Adana'dan İstanbul'a doğru bir
minibüs ilerlemekteydi. İçindekiler birkaç saat sonra olacaklardan
habersiz, taşıdıkları piyasa değeri 5 trilyon liralık defineyle neler
yapılabileceğinin hayalini kurmaktaydı. İstanbul, ardından Avrupa ve
ondan sonra gelsin paralar... Büyük bir servetin sahibi olmaya birkaç
saat daha kalmıştı. Sürücü her an bir kontrol olabileceği endişesiyle
tedirgin, aracın içinde bulunan diğer kişiye malları iyice saklayıp
saklamadığını sordu. Aracın içindeki kişi sürücüye, "Merak etme iyice
sakladım. Sen şüpheli davranma..." diye cevap verdi.
Minibüs hafif puslu bir havada Bolu'ya doğru ağır ağır ilerlerken
içinde bir tarih taşıyordu. Karton kutuların içinde Roma, Bizans,
Hellen, İslami ve Osmanlı dönemine ait birçok sikke ve değerli eşya
vardı. Bu eşyaları kimler mi kullanmıştı? Roma imparatorları Diocletianus, Constantin, Tacitus, Crispus ve İmparatoriçe Fausta ve
daha niceleri... Aracın içindekiler sessizdi; sadece kazanacakları
dolarları düşünüyorlardı. Başarılı bir işi gerçekleştirmenin gururunu
da taşıyorlardı.
Eşyaların arasında nadide cam kandil Alaaddin'in Sihirli Lambası da
vardı. Araçtakilerden biri, "Ya içinden bir cin çıkarsa?" diye sordu.
"O zaman uçan halı ister daha rahat gideriz," dedi öteki. Gülüştüler.
Nasıl olmuştu da bu eserler onların eline geçmişti? Bir taraftan da
bunu düşünüyorlardı. Saddam'ın askerlerine dua ettiler. Onlar
olmasaydı, yani Irak Kuveyt'i işgal etmeseydi, bu defineye asla sahip
olamayacaklardı. Eserlerin çoğu Irak askerleri tarafından Kuveyt işgali
sırasında yağmalanmıştı. Acaba Irak askerlerinin Kuveyt'e girişi
Alaaddin Sihirli Lambası'nı ele geçirmek için miydi? Sonra bu eserler
Kuzey Irak'ın Zaho kentinden Şanlıurfa ve Mersin'e, oradan da Adana'ya
getirilmişlerdi. Eserlerden bazıları da Antalya Elmalı'dan kazı ile
çıkarılmış; bazıları ise Rusya'dan gelmişti.
Suya düşen hayaller
TEM Otoyolu D - 100 Karayolu'nu kullanarak ilerleyen araç, Abant
turnikelerine doğru yol almaktaydı. Bu arada gerçekten çok başarılı bir
istihbarat yaparak büyük bir hazinenin gideceği güzergahı öğrenen Bolu
Emniyet Müdürlüğü ve Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube
Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, araçtakilerin pembe hayallerini suya
düşürecek operasyonu başlatmışlardı bile... Bolu Emniyet Müdürü Uğur
Gür, ekiplere son talimatlarını veriyordu. Herkes yerini almıştı. Ve
heyecanlı bir bekleyiş başladı. Günlerce, haftalarca, aylarca beklenen
başarılı çalışmanın son perdesine gelinmişti. Son darbe vurulmak
üzereydi. 01 TU 234 plakalı minibüsün yolda olduğu ve turnikelere doğru
geldiği haberi alındı. Bir süre sonra beklenen an gelmişti. Minibüs
uzaktan gözükmüştü. Operasyonun tamamlanmasına artık saniyeler
kalmıştı. Minibüs turnikelerde durduğu zaman araçta bulunanlar için her
şey bitmişti. Hayalleri suya düşmüştü. Aracın içindeki karton
kutulardan 765 parça tarihi eser çıktı. Polis, aracın sürücüsü Nesih
Ceylan ve eserlerin sahibi olduğu belirlenen Abdül Kuddüs Şen'i ve
olayla ilgili 3 kişiyi daha gözaltına aldı. Bir kişi daha kalmıştı. O
da, tarihi eserleri yurtdışına çıkaracağı belirlenen İstanbul'da 4
yıldızlı bir otelin sahibi Nihat Koşan'dı.
Her şeyi anlattılar
Şimdi sıra sanıkların konuşturulmasına gelmişti. Onlar da anlatmaya
başladılar. Söz konusu eserlerden bir bölümü Irak'ın Kuveyt'i işgali
sırasında, bu ülkeden Irak askerleri tarafından kaçırılmıştı. Bu
eserler Zaho kentindeki Iraklı bir şahıs aracılığıyla Mersin'e, oradan
da Adana'ya getirilmiş, bazıları ise Sarp sınır kapısından 1990 yılı
içersinde, geçişlerin serbest olduğu dönemde, Ruslar tarafından
ülkemize sokulmuştu. Yine sanıklar Antalya ili Elmalı'da yasa dışı
yollarla çıkartılan tarihi ve maddi değerine paha biçilemeyen altın
sikkeleri Amerika ve İsviçre'ye kaçıran otel sahibinin, ele geçirilen
eserlerden önemlilerini başta yine ABD ve İsviçre olmak üzere değişik
ülkelere pazarlayacağını belirtti. Otel sahibi Nihat Koşan'ın, yapılan
araştırmada İstanbul'da 4 yıldızlı otelinin olduğu, yurdun değişik
yerlerinde villa, yazlık ve gayrimenkullerinin bulunduğu ortaya
çıkarıldı.
Yakalanan 765 adet tarihi eserin yurtdışına pazarlanması halinde piyasa değerinin en az 5 trilyon lira olacağı da ifade edildi.
Bu büyük operasyon başarıyla tamamlanmıştı. Sonuç olarak eserlerin
hepsi ele geçirilmiş, beş sanık yakalanmış ve bir kişi de aranmaya
başlamıştı.
Hazinede neler var neler?
* Geç Roma Dönemi: 3 adet altın sikke, 191 adet bronz sikke.
M.S. 200 - 400 yılları arasında kurulan imparatorluğun bu dönemine Geç
Roma dönemi deniliyor. Bu eserler, Roma imparatorlarından Diocletianus,
Constantin, Tacitus, Crispus ve İmparatoriçe Fausta'ya ait. Bu
sikkelerin koleksiyon değeri ve maddi değerleri çok yüksek.
* Roma Dönemi: 24 adet gümüş sikke, 2 adet bronz sikke, 145 adet
bronz ok ucu, 1 adet tanrıça heykel başı, 3 adet taş yüzük, 2 adet
bronz yüzük, 5 adet altın yüzük, 9 adet cam sırça, 1 çift altın küpe, 1
adet bronz küpe, 1 adet figürün, 1 adet cam kap, 1 adet kurşun obje.
Roma dönemine ait bu eserlerin M.S. 260 -261 yılları arasında Roma
imparatorları olan Macrianus ve kardeşi Quietuz, diğer ok uçları,
heykel başları ve cam eserlerin M.Ö. 490 - M.S. 1087 yılları arasında
belirlenen tarih dilimi içersinde yer aldıkları, yine aynı döneme ait
24 ayar som altından yapılmış, Roma imparatorlarının evlilik yüzüğü
olarak kullandığı, üzerlerinde Avrelius Bitus, Botu, Herkuli ile
kaşında filozof Kameo başı yer alan yüzükler eşi ve benzeri az bulunan
eserler.
* Bizans Dönemi: 7 adet altın sikke, 3 adet bronz sikke, 1 adet
bulla. Bizans dönemine ait olup, o dönemde Solidus olarak adlandırılan
altın sikkeler imparatorluğun devamı süresince krallar tarafından
bastırılmış, orijinalliğini koruyan maddi ve tarihi değerleri yüksek
olan eserler.
* Osmanlı Dönemi: 1 adet altın sikke.
* Atina Dönemi: 120 adet gümüş sikke. M.Ö. 490 - 407 yılları
arasında basıldığı sanılan, bütün Ege ile Akdeniz sitelerinde
kullanılan gümüşten sikkeler dönemin kralı Perikles tarafından
bastırılmış olup, tarihi değeri yanında çok yüksek maddi bir değere
sahip.
* Grek Roma Dönemi: 17 adet gümüş sikke, 16 adet bronz sikke, 1
adet gümüş drahmi. Roma döneminde bastırılan Grek şehir sikkeleridir.
Bir yüzünde dönemin imparatorunun resmi, diğer yüzünde ise şehrin
Grekçe ismi yazılı. Basımı az olduğundan Roma döneminin en değerli ve
en az bulunan sikkeleri.
* Hellenistik Dönem: 7 adet bronz sikke, 40 adet Büyük İskender
dönemine ait sikke, 8 adet Büyük İskender dönemine ait drahmi, 2 adet
gümüş obal. Bu eserler Makedonya Kralı Büyük İskender ile Suriye
krallarından Antiochus Evpatoros ve XI. Antiochus'un krallıkları
döneminde basılmış olup, tarihi ve maddi değeri çok yüksek.
* İslami Dönem: 1 adet bronz sikke, 5 adet altın sikke. İslami
döneme ait bu sikkeler Emeviler tarafından bastırılıp, o dönemde
kullanılan tarihi ve maddi değeri çok yüksek eserler.
* M.Ö. 374 - 450 Yılları ile 1. Bin Yıllarını Kapsayan Dönem: 15 adet
gümüş sikke, 1 adet oturan koyun heykelciği, 1 adet mermer kasecik, 6
adet hayvan tasviri, 1 adet boğa heykelciği, 1 adet dağ keçisi
heykelciği, 3 adet bronz heykel, 2 adet bronz saç iğnesi, 2 adet bronz
at heykelciği.
* Dönemleri hakkında kesin bilgi edinilemeyen 114 adet kolye tanesi,
hamail, yüzük, küpe ve silindir mühürler, cam eserler, sikkeler, mezar
eşyası atfedilen cam kandil...
-------------
|