Acaba yüküyle çökmüş bir devemi. Bu haberi görünce aklıma bu geldi. tam gövdesinin orta yerinde 152 basamaklık bir de tünel varmış. http://img535.imageshack.us/i/10835776.jpg/">
%20%20Uploaded%20with%20
http://imageshack.us - ImageShack.us " border="">
[/URL]
Uploaded with
http://imageshack.us - ImageShack.us
20 yıldır dünyanın değişik bölgelerinde Türk izlerini süren, yakın
zamanda yine Mesudiye ilçesi Esatlı köyünde M.Ö. 1. ve 2. yüzyıllarda
Peçenek Türklerinden kalma yazıt ve kitabeleri ortaya çıkaran Gazi
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necati Demir, Orta
Karadeniz Bölgesi`nin binlerce yıl öncesinden kalma Türk izlerini
ortaya çıkarmaya devam ediyor. Son olarak Mesudiye ilçesi Esatlı köyünde
dev deve heykelini bulan ve araştırma yapan Prof. Dr. Demir, yarı doğal
yarı insan eliyle
yapılmış heykelinin uzunluğunun 110 metreden daha büyük, genişliğinin
yaklaşık 40 metre, yüksekliğinin ise yaklaşık 21 metre ile 60 metre
arasında değiştiğini belirtti. Heykelin boyun kısmının kuzeyinde, iki
kayanın arasında dibe doğru genişleyen, duvarları horasan harcıyla
sıvanmış bir su veya tahıl sarnıcı bulunduğunu, yine kayanın güneye
bakan yüzünde insan eliyle açılmış dikdörtgen biçiminde bir gözetleme
kulesi olduğunu, gövde bölümünün hemen tam ortasından aşağı bir tünel
açıldığını ve 152 merdiven
basamağı bulunduğunu kaydeden Demir, "Hangi amaçla yapıldığı belli
olmayan ve içerisinde ne olduğu belirlenemeyen tünelin girişinin
yüksekliği 2.70, genişliği yaklaşık 2.56 metre`dir. Yaklaşık 35 metre
derinliğinde olan tünelin son noktasına Başbakanlık Afet Acil Durum
Yönetimi Başkanlığı Danışmanı Peksever Müderrsioğlu inmiş ve resimlerini
çekmiştir" dedi.
Demir, bu heykelin insan eliyle yapıldığını, ayrıca dünyanın diğer
dev heykelleriyle karşılaştırılması gerektiğini kaydederek, "Zira kafa
kısmını, gövde kısmıyla bütün olmasına rağmen gövde kısmında olduğu gibi
yosun tutmamıştır. Ayrıca gövde kısmımda kayanın zaman içinde kazandığı
doğal özelliklerden kafa kısmı mahrumdur. Şayet insan eli değmemiş olsa
idi heykelin kafa kısmı da kayanın bütünü ile aynı özellikleri
göstermesi gerekirdi" diye konuştu.
MISIR`DAKİ HEYKEL İLE EŞDEĞER
Dünyanın şimdiye kadar bilinen en büyük ve en tanınmış heykellerinin
Japonya`da 110 metre yükseklikteki Ushiku Daibutsu heykeli, Çin`de 108
metre yükseklikteki Guan Yin Sanya heykeli, Çin`de 106 metre
yükseklikteki İmparator Yan ve Huang heykelleri, Japonya`daki 100 metre
yükseklikteki Dai Kannon Sendai heykeli, Çin`deki 88 metre yükseklikteki
Grand Buddha Ling Shan at Wuxi heykeli, Rodos heykeli, Amerika`daki
Özgürlük Anıtı olduğuna dikkat çeken Demir, "Ancak aynı tür heykeller
olmadığı için Mesudiye`de
bulunan heykelin, Mısır`ın Kahire şehrindeki Ebu el-Hul heykeli ile
karşılaştırılması gerekmektedir. Mısır piramitlerinin doğusunda yer alan
yarı insan yarı aslan heykelinin yüksekliği 20 metre, uzunluğu 73
metre, genişliği ise 5 metre`dir. Firavun tarafından M.Ö. 2500 yılında
yapıldığı tahmin edilen heykelin kafası insana, gövdesi ise aslana
benzemektedir" şeklinde konuştu.
MESUDİYE`DE TÜRK İZLERİ
Deve heykelinin bulunduğu Mesudiye ilçesinde önemli tarihi eserler
bulunduğunu, özellikle çevre köylerde kaya üstü resim ve figürler,
Göktürk yazısı ile yazılmış kitabeler, kaplumbağa heykelleri, eski
Türklerden kalma tümülüs mezarların bunlardan bazıları olduğuna dikkat
çeken Demir, "Bütün bunlara Oğuz Türklerinden önceki Türklükten kalma
yer isimleri `Canik Dağları, Kumanlar, Durak, Karagöl` ve ağaçların
yatay biçimde duvar yapılmasından oluşan bina türleri denilecek mimarlık
usulleri de bunlara
eklenince Canik Dağları`nın zirvesi ilgi çekici bir durum
sergilemektedir" açıklamasında bulundu.
TÜRKLER`DE DEVENİN YERİ
Deve heykelini değerlendiren Prof. Dr. Demir, bu konuda şu görüşlerde
bulundu:
"Türkler için devenin özel bir yeri vardır. Türkler, at, sığır, koyun
ve keçi gibi hayvanların yanında deve de beslemişler, etinden, sütünden
ve derisinden yararlanmışlardır. Türk ortaoyununda deve, önemli bir
figürdür. Türk masallarında, efsanelerinde, ninnilerinde de deve önemli
bir unsurdur. Türk kültüründe deve, sağlamlığı ve gücü temsil eder. Bu
yüzden Türklerin İslamiyeti kabul etmesini sağlayan Karahanlı hakanının
adı, Satık Buğra (erkek deve) Han verilmiştir. Özellikle Mesudiye ve
çevresinde yer
alan bu kültür mirası, olağanüstü özelliklere sahip olup dünyanın
daha önce bilmediği özellikler taşımaktadır. Açık hava müzesini andıran
bu zenginlik, dünyaya tanıtıldığında Mesudiye ve çevresi dünyanın en
önemli turizm merkezlerinden biri durumuna geleceği açıktır. Zira burada
bulunan eserler, dünyanın hiç birinde yoktur. Türkiye`nin her köşesi
açık hava müzesidir. Fakat yeteri kadar önem verilmemesi, gereği gibi
üzerinde durulmaması ve bilim adamlarımız tarafından ihmal edilmesi
yüzünden hiçbir kıymeti
yokmuş gibi görünmektedir. Basın ve yayın organlarının magazin türü
haberlere daha çok önem vermesi buna eklendiğinde güzel ülkemizin güzel
eserleri gölgede kalmıştır. Bütün bunların bir sonucu olarak bütün
dünya, Türkiye`deki eserlerden habersiz kalmıştır"