Osman Hamdi Beyin 1887 de antik Sayda (Lübnan) kraliyet nekropolünde
gün ışığına çıkardığı lahit, tartışmasız, tüm arkeoloji dünyasının da
en önemli buluntuları arasında yer alır. Burada ebedi uykuya çekilen
kişi sanılanın aksine büyük İskender değildir. Sayda (Fenike) kralı
Abdalonymostur yani önceleri bir bahçivan olan, ama sonradan Iskender
tarafindan Dogu Akdeniz ülkelerine yönetici atanan Abdalonymos’a
aittir.Tarihin en çarpıcı, en etkileyici figürüne ve onun bu kimliğine
vurgu yapan sahneler, işte bu yapıtı benzersiz kılar. Lahtin bir
yüzünde, Yunanistan daki küçük bir krallığın sahibi Makedon lideri
İskender’e büyük Asya kapılarını açan tarihi an resmedilir. Lahit,
yassı bir taban bölümünün üstünde yanlamasına duran bir dikdörtgenler
prizması biçimindedir; tepesinde bir Yunan tapınağınınkini andıran bir
beşik çatı vardır. Prizmanın dört yan yüzüyle çatının üçgen alınlıkları
kabartmalarla kaplıdır. Uzun yüzlerden birinde Yunanlılarla Persler
arasındaki bir çarpışma canlandırılmıştır.Bu kabartmanın sol yanındaki,
at üstünde betimlenmiş figür İskender'dir. Sırtında Herakles' in
simgesi olan aslan postu vardır.
Öbür uzun yüzde bir aslan ve geyik avı sahnesi yer almaktadır.
Dar
yüzlerden birinde ve bunun üstündeki alınlıkta birer çarpışma sahnesine
yer verilirken, öbür dar yüzde bir pars avı, alınlıkta ise gene
Perslerle Yunanlıların çarpışması konu edilmiştir.
Eski
Yunan sanatında âdet olduğu gibi, beyaz mermerden yapılmış İskender
Lahti' nin, Savaş ve av sahneleri ile kralın yaşamından olayların
canlandırıldığı bütün kabartmaları kırmızı, mavi, sarı, mor, kızıl
kahve, fildişi, aşı boyası, toprak rengi, siyah gibi çeşitli renklerle
boyanmış ve boyaları yüzyıllardır canlılığını korumuş. Epeyce solmuş ve
yer yer kaybolmuş olmakla birlikte, bu boyaların izleri bugün de
seçilebilmektedir.
Bu,
Anadolu da 2 yüzyıl boyunca hakimiyet kurmuş, Perslerle, onların
hükümdarı, krallar kralı, Darius ile yapılan İssos Savaşıdır (MÖ 333).
Dikkat çekici olan, İskender in burada yarı tanrı kahraman Herakles in
aslan başlığı ile işlenmesidir.
Tıpkı
bastırdığı sikkelerdeki gibi. O, yorulmak bilmez savaşkanlığıyla
Herakles in, İlyada nın efsanevi kahramanı Aşil in yeryüzüne
yansımasıdır. Dahası, başlığının kenarlarında betimlenen koç
boynuzlarıyla da Mısır tanrısı Amon-Ra nın, güneşin çocuğudur. Lahit
renklerini yüzyıllara teslim etmiş olmakla birlikte halen kısmi olarak
renkler lahitte mevcut. İskender hakkında yazılanlar, onun gerçekten
de kimsenin düşlerine bile sığdıramayacağı bir idealin peşinden
gittiğini gösterir. Hayli etkisinde kaldığı Doğulu halklarla
Batılıların kaynaştığı bir dünya devleti yaratmak. Barış içinde.
Yeryüzünde yaşayan tüm insanlara dokunmak, tüm toprakları solumak ve
ayağının altında hissetmektir isteği. Ama gördüğü direnişi de ezip
geçerek, toza, küle dönüştürmekten geri kalmaz. Muhteşem bir
komutan , akıllı bir hatiptir.Ama altınları, gümüşleri, sahip olduğu
kişisel hazinesini umarsızca, elini kirden temizlemek istercesine
dağıtır. Bir maceraperest, kaşiftir aynı zamanda. Öyle ki, kimselerin
gitmeye cüret edemediği bilinmez diyarlara, Himalayalara sürüklenecek
denli coşku doludur. Öte yanda, krallık çıkarlarının doğrultusunda
stratejik şekilde hareket eden zeki bir melankolik, soyut düşünce,
metafizik ve gerçeklik arasında bir yalnızdır. Bu nedenle hem sevilir,
hem de garipsenir. Aynı ölçüde de korkulur. Nasıl algılanırsa
algılansın, sonuçta onun için söylendiği gibi yeni bir çağ başlatmıştır
.İskenderin bastırmış olduğu sikkeler bile zenginliğini yansıtır. Ele
geçirdiği her yerde gümüş tetradrahmilerini ve drahmilerini
bastırmıştır. Bunlar bile zenginliğinin göstergesidir.
http://img508.imageshack.us/my.php?image=gaxd2.jpg"> http://img508.imageshack.us/my.php?image=ga2ix1.jpg">
|