Giriş Sayfası Forum Anasayfası Forum Anasayfası <>5Tarihî Süreçte; <>5Sanatsal, Kültürel Faaliyetler - Haberler <>5Ve İnsan...
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

12 köyü vardı define uğruna hepsini sattı!

 Cevap Yaz Cevap Yaz
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
magistratus Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
Magistratus

Kayıt Tarihi: 31/Aralık 2017/2006
Son Giriş: 15/Şubat 2017/2011
Konum: Globe
Durum:
Gönderilenler: 397
  Alıntı magistratus Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: 12 köyü vardı define uğruna hepsini sattı!
    Gönderim Zamanı: 29/ocak 2017/2011 Saat 18:57
DEFİNE AVCILARI ( TÜRKİYE GAZETESİ )
Hazırlayan: Cemil Yıldız
Fotoğraflar: Osman Sağırlı


Anadolu’da pehlivan tefrikası gibi define hikâyeleri anlatanlar, “siz ne buldunuz?” diye sorunca “Vallah gardaş bir şey bulmamışam” diyerek savunmaya geçiyorlar. “Buldum” dediğinde kendini ihbar etmiş, bindiği dalı kesmiş olacaklarının farkındalar. Ancak definekoliklerin nasıl bir tuzağa sürüklendiklerinden haberleri yok.

SUNUŞ
“Mali hülya bir tohumdur ektim amma bitmedi. Bu züğürtlük cana yetti, kovdum amma gitmedi.” Anadolu’da dillere pelesenk olan bu söz, yazı dizimizin kahramanları, define tutkunlarının ruh halini yansıtıyor. Bu uğurda cinayetler işleniyor, kazdığı define çukurunda metan gazından ölenler oluyor. Kazı mevsiminin açıldığı mayıs ayında Anadolu illerini gezerek define sevdası uğruna başlarına gelmedik iş kalmayan insanlarla görüştük. Meselenin 1 milyon kişiyi ilgilendirdiği gerçeği, defineciliğin dev bir sektöre dönüştüğünü gösteriyor. Kısa yoldan köşeyi dönmek için ömürlerini heba eden, hayalleri akıllarının önüne geçtiği için gerçeği göremeyen maceraperestler, nasıl bir tuzağa düşürüldüklerinin farkındalar mı? Bugüne kadar kaç kişi nerelerde define buldu? Kazılarda işin kaymağını kimler yiyor? Bütün bu soruların cevaplarını öğrenmek istiyorsanız, gelin birlikte bir define avına da biz çıkalım...


Kaz baba kazalım... Harita gerçek mi yalan mı anlarız...

Ermenistan’da görüştüğümüz Erivan Vanlılar Derneği’nden bir kadın Van’da babasından kalan evlerinin tapusunu gösteriyor “Bak burası bizim evimiz, bu da haritası. Babam altınlarını bu evde bırakarak göç etmiş” diyordu. Ermeni kadının anlattıkları “Küs komşu Ermenistan” başlıklı yazı dizimizde yer alınca gazetemizin telefonları kilitlenmişti. O günlerde güzel bir tevafuk yaşıyor, definecilerin tarihî eserlerde yaptığı tahribatı anlatan bir mail alıyoruz. Telefonla görüştüğümüz Abdullah Bey, definecileri hayal tacirlerinin tuzağına düşmekten korumayı amaçlayan bir web sitesi hazırladığını söylüyor. “Siz yeter ki gelin gardaşım, Urfa, Malatya gerekirse oradan da Sivas’a gideriz. Her şeyini define uğruna kaybetmiş ağalar, sönmüş ocaklar var buralarda” diyor. “Köyden indim şehire” gibi yüzlerce filme konu olan, define avcılarının, sahada nasıl çalıştıklarını, araştırmak için peygamberler şehri Şanlıurfa’dayız. Tabii Ermeni kadının verdiği haritanın fotokopisini de yanımızda götürüyoruz. Biz de define avına çıkacağız ya haritasız olmaz tabii ki.

MİT VE JİTEM’DEN SORULUR
Uçaktan iniyor, telefonu çaldırıyoruz. Abdullah Bey “alo” demeden, bizi fark ediyor, “Hoş geldiniz gardaşım” diye hal hatır soruyor. Bizi bu işlere gönül vermiş Şanlıurfa’da oturan bir ahbabıyla tanıştırıyor. “Mustafa gardaşım buraları iyi bilir bize yardımcı olacak” diyor. Araca biniyoruz, karşılamadaki sıcaklık yerini tedirginliğe bırakıyor. Uzun süre aracın içinde çıt çıkmıyor. “Abdullah bey programımız nedir şimdi nereye gidiyoruz?” diye sorarak sessizliği bozuyoruz. Abdullah Bey “Ya öyle hemen bir yerlere gitmek kolay mı ? Bak gardaşım buralarda MİT ve JİTEM var, define işleri onlardan sorulur. Hele bir çay içek şehir dışında bir yerlere gideceğiz” diyor. Çay molasının ardından Viranşehir’e doğru yola çıkıyoruz. Zaman geçtikçe Abdullah bey açılıyor ve bölgenin gerçeklerini sıralamaya başlıyor: “Buralarda aslan payını ağa babaları götürüyor. Defineciler nereyi kazacaklarını bilmezler.”

BÜYÜK AVCI VELİ KÜÇÜK
Abdullah bey Viranşehir girişine yaklaşırken, “Veli Küçük OHAL döneminde buraların altını üstüne getirdi. Ergenekon davasında adı geçince bulduğu hazineleri başka yerlere gömdü. Şimdi o cezaevinde, dışarıdakiler Veli Küçük’ün gömdüklerini çıkarmak için harıl harıl kazı yapıyor. Bakın şu baz istasyonu ve benzinliğin kurulduğu tepe Hitit döneminden kalma bir höyüktür. SİT alanı ancak adamlar bir yolunu bulmuş, tesisi üzerine kondurmuş. “Buradan define çıkarılmış mıdır, tesise gidip öğrenebilir miyiz ?” diye sorunca “Bilemiyorum ama zaten bizi oraya yaklaştırmazlar. Silahlı adamları var, acımadan vururlar” diyor. Saha çalışmalarını görmek için Yakubiye bölgesine geçiyoruz. Araçla yol alırken Abdullah Bey “Bakın define uğruna bir medeniyetin nasıl yok edildiğini göreceksiniz. Resmi kazı yapan bir grup dinamitle koca kiliseyi ikiye bölmüş” diyor. “Buradan bir şey götürmüşler mi ?” diye sorduğumuzda “Hiçbir defineci veya tarihi kazı yapan grup, altın veya değerli taş bulduğunu söylemez. Ama burada kral mezarları var, mutlaka hazineyi kaldırmışlardır” cevabını veriyor.

GİTMEYİN SİZİ VURURLAR!
Dar sokaklarda adres sora sora Kaya Kilisesi’nin yerini öğreniyor, aracımızın ilerleyebildiği yere kadar gidiyoruz. Sonra tabana kuvvet dağın yamacındaki sarp kayalıkları aşarak zirveye doğru tırmanıyoruz. Tam bu sırada dere yatağına yakın bir yerde 2-3 kişinin tozu dumana katarcasına toprağı kazdığını görüyoruz. Tele objektifle birkaç kare fotoğraf çekiyoruz. Bizi fark ederek ellerindeki kazma küreği bırakıp yukarı doğru bakıyorlar. Biz gece buluruz derken adamlar gündüz gözü define arıyor. Abdullah bey “Gerçekten çok şanslısınız, o kadar bölgeyi gezdim gündüz vakti define kazısı yapan görmedim. Çok değerli fotoğraflar aldınız” diyor. Tatmin olmuyor, aşağı inerek bu insanların hikayelerini öğrenmek istiyoruz. Abdullah Bey “Ya siz delirdiniz mi? Adamlarda keleş, pompalı vardır. Yoksa gündüz gözü böyle kazı yapamazlar. Durun gitmeyin, sizi vururlar! “ diyerek engel oluyor. O an için vazgeçiyor, 2000 metre yükseklikteki zirveye çıkıyoruz. Şanlıurfa ayaklarımızın altında manzara muhteşem, ancak tarihi Kaya Kilisesi için aynını söylemek mümkün değil. Koca kilise yerle bir edilmiş, güçlükle ayakta duran duvarları çöktü çökecek. Abdullah Bey kral mezarlarını göstererek “Bunların hediye kutuları açılmış, kral ve zenginlere ait altın ile değerli taşlar alınmış” diyor.

TAKTIK BİR KERE
Aşağı inişe geçtiğimizde, çıkarken gördüğümüz ekip harıl harıl toprağı kazmaya devam ediyor. Kafaya koymuşuz bir kere, yanlarını inip ne aradıklarını öğrenmek istiyoruz. Dere yatağına doğru inerken, aşağıdan iri yarı bir adam “Kimsiniz, buraya niye geldiniz?” diye avazı çıktığı kadar bağırıyor. Abdullah bey yine “Durun, daha fazla ilerlemeyin adamlar sizi vurur!” diye engel oluyor. Yanımızdaki köylülerden İsmail, “Mithat abi benem İsmail” diye bağırıyor. Yolda İsmail’le “Bak kardeş aşağıdakilere define meraklısı olduğumuzu, söyleyeceğiz” diye anlaşıyoruz. Yanlarına vardığımızda kazma küreği bırakıp, “hoş geldiniz, buyurun eve geçelim, bir çayımızı için” diyorlar. “Sağ olun çay almayalım, define işine çok meraklıyız, ne arıyordunuz, bir şey bulabildiniz mi bari?” diyoruz. Mithat bey “Ya kardeşim ne definesi, ne hazinesi kim kaybetmiş ki bulalım? Dedem burada vakti zamanında altın bulmuş, biz de buluruz umuduyla kazıyoruz işte” diyor. Bu arada bulduğu hangi döneme ait olduğu pek anlaşılmayan, yarı buçuk vaziyetteki bakır, gümüş şehir paralarını gösteriyor “Aha bulduğumuz budur. Bizimki hastalık, bir şey bulamasak da heyecanımız sürüyor” diye geçiştiriyor.

OKULDAN OLDUM
Mithat Beyle sohbet ederken, kazı hummalı şekilde devam ediyor. Ailenin gençlerinden 30 yaşındaki Hacı Düzgün de umudunu toprağa bağlayanlardan. Düzgün, defineciliğe ilkokul sıralarında başlamış ya sonra? “Çocukken bazı büyüklerime özenerek elime geçen bıçak, nacak, kürek ne varsa dağı taşı kazmaya başladım. Okuldan kaçar, karşıdaki Kaya Kilisesi’nin yamaçlarında altın arardım. Devamsızlıktan çakınca babam ilkokuldan aldı çobanlığa verdi. Define derdine düştüğüm için, çobanlığı da beceremedim. Sonra bir kasabın yanında çıraklık yaptım, işi öğrendim. Şimdi Kurban bayramlarında seyyar kasaplık yapıyorum. Diğer zamanlarda define arıyorum. 21 senedir boşa kürek salladım, ama yüklü bir define bulmadan bu işin peşini bırakmayacağım”. Abdullah Bey “Ya kardeşim yazık değil mi, keşke okulunu bitirip doğru düzgün bir meslek sahibi olsaydın” diye hayıflanıyor. Sonra elimizdeki haritayı göstererek, “Bakın bunu Ermenistan’da buralarda oturduğunu söyleyen bir aile verdi. Dedeleri buralara yüklü bir gömü yapmış. Haritadaki işaretler karşı yamacı gösteriyor” deyince, gözleri fal taşı gibi açılıyor. “Buralarda gömü filan yok gardaşım, çay içiyorsanız ikram edelim” diyorlar. “Yarın bunlar karşı yamacı da kazımaya başlarlarsa şaşmayın” diye fısıldaşıyoruz. Ayrılırken, Mithat Bey üzerine çıktığı mağarayı göstererek, “Bakın dedem altınları burada bulmuş” diye arkamızdan bağırıyor.

DEFİNE KİMİN MALI?
ABD’de bulunan defineler kamu malı sayılır ama uygulamada, genellikle define bulan kişiye verilir. İngiltere ve iskoçya’da bulunan defineler devletin olur. Defineyi bulan kişi bu durumu en yakın yetkiliye bildirmek zorundadır; yoksa suç işlemiş sayılır. Fransa’da ise yasalara göre, definenin yarısı bulana, öbür yarısı da bulunduğu yerin sahibine verilir. Türkiye’de ise bulan kişi bunu 3 gün içinde en yakın müzeye bildirmek zorundadır.


İKRAMİYEM KOCAMAN BİR SIFIR
12 pare köye hükmeden bir ağayken, define için yoksulluğa düşen Mahmut Ersan, “Definecilikten emekli oldum, ikramiyem de kocaman bir sıfır” diyor

ALTINŞEHİR’DE ALTIN ARAMIŞ
Ağa define bulmak için İran, Suriye ve Irak’a kadar gitmiş. İçinde “altın” sözü geçiyor diye adının cazibesine kapılıp İstanbul Altınşehir’de bile altın aramış



Şanlıurfa’da sağlı sollu yığma taş evlerin yer aldığı dar sokaklardan geçerek tahta kapılı bir evin bahçesinden içeri giriyoruz. Tek göz evden yaşlı bir adam çıkıyor içeri buyur ediyor. İçeride daha genç olan birisi de elektrik ocağında çay pişirme telaşında. Duvarları boyasızlıktan dökülen evin yaşlısı Ahmet amcaya “Eeee define işleri nasıl gidiyor?” diye soruyoruz. “Ben sadece gözetçiyem, bir defa gözetçilik yapmışam onda da yakalanmışam, bir daha mı tövbe! Ağa da defineci de oğlum Mahmut’tur” diyor. Yanlış adamın yanına oturduğumuzu anlıyor, çay dolduran Mahmut Ağa’nın yanına sokuluyoruz. 60 yaşındaki Mahmut Ersan’ın durumu Şener Şen’in Züğürt Ağa filmindeki Maho Ağayı andırıyor. Ancak onun artık satacak köyü de kalmamış. 12 pare köyünü define bulma sevdası uğruna kaybetmiş. Etrafında artık ne marabaları var, ne de el pençe duran hizmetkârları. Kapısını bizim gibi ayda yılda çalanlara çay ikram edip, define maceralarını anlatarak hayata tutunmaya çalışıyor. Mahmut ağaya define işine nasıl başladığını soruyoruz: “ Beni cezbeden define işiyle uğraşan arkadaşlarımın anlattıklarıydı. Zaten tarihi eserlere merakım vardı. 40 yıl bu işlerle uğraştım, şimdi emekli oldum defineciliği bıraktım. Ya emekli irkamiyesi?: “Yok gardaşım ne ikramiyesi, sıfıra sıfıra sıfır elde var sıfır. Definecilik faydalı hobi değil. Bu işe başlamadan durumum çok iyiydi, ama şimdi burada kiracıyım.”

YOK GARDAŞIM NE DEFİNESİ

Ağanın doldurduğu çayları yudumlarken, “40 yıl uğraştınız define bulabildiniz mi bari ?” diye sorunca “Yok gardaşım ne definesi, altın felan bulamadım. Ufak tefek şehir paraları, çanak çömlek buldum, onları da müzeye teslim ettim. Zamanın parasıyla 5 trilyon liramı bir kaç sikke için heba ettim. Varımı yoğumu her şeyim kaybettim” diyor. Maziyi hatırladıkça efkarlanan Mahmut Ağa, define aramayı sigara tiryakiliğine benzetiyor: “Bir duyum aldığım zaman heyecandan yerimde duramazdım. Arkadaşlarla yeri bulup kazardım.” İki yıllık Sevk ve İş idaresi Bölümü mezunu Mahmut Ağa, define sevdasına nasıl körü körüne kapıldığına kendisi de inanamıyor. Binden fazla kitapı yalayıp yutan, Mahmut Ağa’ya “40 yıllık emeği define yerine eğitime verseydiniz hangi konumda olurdunuz?” diye soruyoruz: “Herhalde Cumhurbaşkanı olurdum, ahh kafam ahh!” diye feryat ediyor. Acemilik dönemlerinde sahtekarların tuzağına düştüğünü anlatan Mahmut Ağa, “Bu işi bilimsel yapmak adına definecilik ve eski uygarlıklara ait derin araştırmalar yaptım. 300’den fazla kitap karıştırdım, müze müdürleriyle dost oldum” diyor.


Define sevdası yüzünden 12 köyünü kaybeden 60 yaşındaki Mahmut Ersan’ın durumu Şener Şen’in Züğürt Ağa filmindeki Maho Ağayı andırıyor.

YUMURTA ÇALMAK GİBİ...
Muhabbetin ortasında “Ya hakikaten hiç bir şey bulamadınız mı?” diye yükleniyoruz. Bir an duraklayan, tereddüt yaşadığı yüzünden okunan Mahmut Ağa, “Madem söyliyem o zaman. Roma, Bizans ve Selçuklu dönemlerine ait birkaç altın ve gümüş sikke buldum. Bugün en fazla 5 bin TL eder ama , bulmak için harcadığım para 100 bin TL’den fazladır. İnsan bir şey bulduğu zaman, gerisi gelir diye kazmaya devam ediyor. Bu aynen şuna benzer, tavuk hırsızlığı yumurta çalmakla, define de bir iki sikke bulmakla başlar” diye konuşuyor. Çoğu define meraklısı gibi Mammut Ağa’da Nasrettin Hoca misali bindiği dalı kesenlerden. İlk hazineyi oturduğu evin altında aramış: “Ya ev yıkılacakmış kimin umurunda o zaman ne arar şimdiki akıl. 1965’de Suriye’den gelen Ermeni ailenin bir ferdi ‘burası benim dedemin babamın eviydi. Burada bir emanetimiz var alabilir miyiz ?’dedi. Biz de ‘hay hay ‘ dedik. Ermeni aile ‘altınları yarı yarıya kırışacağız’ teklifinde bulundu, ortak olduk. Evde tadilatlar olduğu için bir ay gömümün yerini bulamadılar.” “Aramaktan vazgeçtiler mi?” diye sorunca “Vazgeçerler mi hiç. 250 liraya cihaz almıştım, bugün 5 cumhuriyet altını eder. Ceviz, dut ve incir ağacının tam ortasında gömüyü bulduk ama küp boştu. Altınları almadığımıza kanaat getirdiler gittiler. Tekrar ziyarete geldiklerinde, büyük ağabeylerinin bizden önceki ev sahibiyle anlaşarak altınları çıkardığını söylediler” diyor.

DEFNECİLER PİŞTİ OLURSA
Mahmut Ağa, define ararken bazen başka definecilerle karşılaştıklarını da söylüyor. Peki defineciler pişti olduğunda neler yaşanıyor?: “Arkadaşlarla bir Süryani köyünde kazı yaparken, 14.30 sıralarında bir ekibin daha geldiğini gördük. Deli deliyi görünce çomağını saklarmış, biz de hemen kazma küreği topladık, 20-30 metre yukarıdaki bir mağaraya saklandık. Gelip baktılar, ‘defineyi alıp gitmişler’ diye konuştular. Giderler diye beklerken, kazmaya devam ettiler. Şafak sökmeye başlayıp, çobanlar ortaya çıkınca kaçtılar. Sabah geldiğimizde sağolsunlar 3 metre daha derine inmişler. Tekrar tırmaladık ama bir şey çıkmadı.” Anadolu’da adın defineciye çıkmışsa vay haline. Zira defineyi bulmak da bulmamak da dert. Çünkü konu komşu, dost ahbap “bu adam yıllardır uğraşıyor elbet bulmuştur” diye düşünüyor. Mahmut ağa da aynı dertten muzdarip: “Ne zaman yolda birilerini görsem ‘ağam hayırlı olsun, köşeyi dönmüşsen pas da vermiysen’ diye laf atıyorlar. “Yaa defineyi bulsam kirada oturur muyum? Altımda fıstık gibi arabam vardı şimdi külüstür bile yok” diyorum ama kim inanır ? Definecilik yaparken eve devamsızlıktan sınıfta kalan Mahmut ağa, şimdilerde yanlızlıktan dert yanıyor. Hanımı evi terketmiş, çocukları da evlenip başka diyarlara göçmüş. Mahmut Ağa yaşadığı sıkınıtılara rağmen hiç pişman olmadığını söylüyor: “Kendime zararım oldu, başkalarına değil. Üzerimde kul hakkı yok, onun için rahatım.”

BU İŞİN YALANI ÇOKTUR
Defineye gideceği geceler gözüne uyku girmediğini anlatan Mahmut Ersan, “Hanım uyurken, evden sessizce sıvışıyordum ama çocuklar anlıyordu. Gündüz de ‘hasta ziyaretine gideceğim’ diyerek çıkıyordum. Bu işin yalanı çoktur. Sabaha karşı her tarafım çamur içinde eve gelince foyamız anlaşılıyordu. Bazen günlerce gelmezdim. Yıllık iznimi alır,10-15 gün arkadaşlarla takılırdım. Orası senin burası benim, Türkiye’nin her yerini kazardık. Yine boşa kürek sallardık” diye konuşuyor. “Müneccimlerlerle çalıştınız mı?” diye sorunca kahkahaya boğuluyor: “Yav hepsi sahtekardır. Müneccimler bana geliyordu. Bana gelip ‘böyle bir define varmış, aslı nedir?’ diye sorar, bilgi alırlardı.” Kazı yaparken bir kaç defa yakayı ele verdiğini anlatan Mahmut Ağa, bir defa da ölümden dönmüş: “Dağlık arazide kazı yaparken, büyük bir kaya üzerimize doğru yuvarlandı, bizi Allah korudu. Ama bu tehlike işin heyecanıydı. Kaya dağ başından aşağı geliyordu, son anda kenara kaçarak canımızı kurtardık.” Peki Mahmut Ağa hazine bulsaydı ne yapardı?: “Yılın 12 ayı kimseye muhtaç olmadan yaşayacak bir miktarı ayırır, gerisiyle fakir fukara için aş evleri açardım. Bütün hayalim buydu. Ama artık yemin ettim. Her adımıma bir trilyon verseler gitmem. Çünkü çok yoruldum. Romanya, Bulgaristan, İran ve Suriye’den teklifler geldi kabul etmedim. Sonunda anladım ki en değerli hazine açgözlü olmamakmış.”


Binden fazla kitap okuyan Mahmut Ağa, defineciliği sigara tiryakiliğine benzetiyor.

KREDİYE HÜCUM
Define tutkunları evini barkını arabasını satıp, fiyatı 2 bin 500 TL ile 10 bin TL arasında değişen dedektörler alıyor. Sahte define haritalarına, ekspertizlere ve müneccimlere verilen paralarla bir kazının maliyeti 30 bin TL’yi buluyor. Define aramak için 30 ile 50 bin TL arasında kredi alanların sayısı da küçümsenmeyecek boyutta. Dedektör satışı yapan Engin Yılmaz, “İnternet sitelerinde 8-10 metreye kadar altın bulan dedektör reklamları var. Bu mümkün değil. Dedektör en fazla 2 metrede metal taraması yapabilir. Geçenlerde, 10 yıllık müşterimiz arıyor, ‘Ya Engin kardeş, bırak altını bir iğne bulsam dişimi kıracağım’ diyor. Adam haklı, çünkü kanunen dedektörler 30-40 santimetreye kadar sinyal gönderecek şekilde üretiliyor” diye konuşuyor.


Yukarı Dön
nacibaba Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
Forum Sahibi osman naci kanat

Kayıt Tarihi: 29/Ağustos 2017/2008
Son Giriş: 30/Temmuz 2017/2013
Konum: T.C---Gelibolu-
Durum:
Gönderilenler: 2334
  Alıntı nacibaba Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 30/ocak 2017/2011 Saat 11:31
KREDİYE HÜCUM
Define tutkunları evini barkını arabasını satıp, fiyatı 2 bin 500 TL ile 10 bin TL arasında değişen dedektörler alıyor. Sahte define haritalarına, ekspertizlere ve müneccimlere verilen paralarla bir kazının maliyeti 30 bin TL’yi buluyor. Define aramak için 30 ile 50 bin TL arasında kredi alanların sayısı da küçümsenmeyecek boyutta. Dedektör satışı yapan Engin Yılmaz, “İnternet sitelerinde 8-10 metreye kadar altın bulan dedektör reklamları var. Bu mümkün değil. Dedektör en fazla 2 metrede metal taraması yapabilir. Geçenlerde, 10 yıllık müşterimiz arıyor, ‘Ya Engin kardeş, bırak altını bir iğne bulsam dişimi kıracağım’ diyor. Adam haklı, çünkü kanunen dedektörler 30-40 santimetreye kadar sinyal gönderecek şekilde üretiliyor” diye konuşuyor.

 
 
AFERİN BE İLK DEFA DOĞRU KONUŞAN BİR DEDEKTÖR SATICISI GÖRÜYORUM  VE OĞLUM SENİ ALNINDAN DA ÖPÜYÖR NACİ BABAN  HAYATIN HEP DOĞRU GEÇSİN DİYORUM HELAL OLSUN SANA  BAŞKA DENİLECEK BİR SÖZ DE BULAMIYORUM HER KİMSEN NEREDE SATIŞ YAPIYORSAN  .........................................................................NACİBABA.................ONK....
 
 
EVET BEYLER  ARKADAŞLAR  DEDEKTÖR KULLANANLAR  SATICILARI  HER KİM VARSA KONUDA
 
BEN YILLARDIR NE DİYORUM SİZLERE
TÜRKİYEYE GİREN TÜM DEDEKTÖRLER VE PİYASADA Kİ TÜM SATIŞA ARZEDİLENLER İN HEPSİ  KONTROLLÜDÜR ONDAN SONRA SATIŞINA İZİN VERİLİR  VE HÜKÜMET DİYORKİ  İYİ DİNLEYİN BUNU  YALNIZ BİZİMKİ DEMİYOR HER DÜNYAA ÜLKESİNİN HÜKÜMETLERİ BUNUN AYNISINI ŞART KOŞUYORLAR..
DENİLİYORKİ KANUNDA   AZAMİ 50 CM DÜZEY DERİNLİKTEKİNİ BULACAK ŞEKİLDE OLUCAK HER İTHAL EDİLEN DEDEKTÖR  BU OLMASSA O FİRME TÜRKİYEYE MALINI SOKAMAZ VE GELEN BİR TIR IN İÇİNDEN B İR YERDEN BİR NUMUNE ALINIP KONTROL EDİLİR UYGUNMUDUR DEĞİLMİDİR  UYGUNLUK YOKSA İŞ BAŞKA TÜRLÜYSE O MARKA Bİ DAHA BU ÜLKEYE GİREMEZ.........................................nacibaba............................onk...
 
BU KONU  ÖZALLA SERBESTLEŞEN TELSİZ KANUNUN SERBESTLEMESİ İLEN ÜLKEMİZ HALK BANDI TELSİZLERİNDEN GEÇİLMEZ OLMUŞTU O DEVİRDE CEP VE ARAÇ TELEFONU YOKTU İŞTE BEDAVA KONUŞMALAR ARKADAŞLIKLAR ACİL ÇAĞIRMALAR HEPSİ  ÜSTÜNE BİNİNCE TELSİZ MUHTEŞEM BİR ARAÇ OLMUŞTU ..
VE YİNE HÜKÜMET BU TELSİZLERİN  WATT OLARAK ÇIKIŞLARINA SINIRLAMA GETİRMİŞTİ  ( 4 ) WATT I GEÇMİYECEKTİ VE DE ÖYLE OLDU BU DÜNYADA DA AYNI STANDARTTIR ..
AMA BU TELSİZİN ÇIKIŞINI İÇERDEN BİR TAKOZLAMA İLEN  4 WATA DÜŞÜRÜLÜYORDU  BU TAKOZU VE DİĞERİNİ İPTAL EDİNCE OTOMATİKMAN 10 İLEN 20 WATTA KADAR ÇIKIŞ ELDE EDİLİYORDU  PARA KAZANICILAR APORTTAYDI  VE BU TELSİZLERİN HARİCİNDE  BİR APARAT GELİŞTİRDİLER  BİR KUTU TELKSİZ ANTEN ÇIKIŞI BU KUTUYA GİRİYOR DİĞER UCU DA DAMDAKİ ANTENE GİDİYORDU  BU KUTUNUN ADI TAKOZ DU VE 15 VATT--20 WATT--30 WATT-50 VATT-100 WATT-->>>>>>>500 WATA KADAR ÇIKARANLARI VARDI VE MİLLET BUNA HUCUM ETTİ  (((YANİ ŞU ANDAKİ DEDEKTÖR PİYASASINDAKİ YERLİ ÜRETİMLERİN İŞİNE BENZEDİ İŞ AYNIDIR  50CM LİK DEDEKTÖRLERLEN UĞRAŞMAYIN ALIN SİZE 5 METRE 6 METRE  7 METRE BİLMEM KÇ METRELİK DEDEKTÖRLER NE OLDU ŞU BİR KAÇ SENEDİR MİLLETİN KAFASI KARIŞTIĞI GİBİ FIRSAT FIRSATTIR DENİLDİ NE KADAR SATARSAK KARDIR DENİLDİ  VE SATTILARDA KİMSE BEN ALMADIM ONLARDAN DERSE YALAN OUR  SONUÇ GERİ GÖTÜREN BİR ARABA SOPA YEDİ  VE ELİNDEKİ DE GİTTİ  GİDİNCE ISPATI DA KALMADI YANİ DAVALIK BİR KONUSU DA YOK OLDU NEYE GÖRE DAVA AÇICAN ORTADA AÇILACAK NESNE NEREDE KİMİLERİNE YOLLAYIN BİR BAKALIM DENİLDİ BÖYLE KANDIRILDILAR Bİ DAA DA O MAL GERİ GELMEDİ VS VS BİR SÜRÜ OLAY LAN KARIŞIK MİLLETTEN Bİ TON PARAYI TOPLADILAR ALLAHTAN KULDAN KORKMAZLAR NE OLUCAKKİ......................................nacibaba..................................onk..
 
VE SONUÇTA ARTIK HERKES BU DURUMU BELLEDİĞİ İÇİN BU İŞLER DE YAVAŞ YAVAŞ ORTALIKTAN ÇEKİLMİYE BAŞLADI  HELE O GÖRÜNTÜLÜ FİLAN OLAYLARI HEPTEN DİKKAT BEDERSENİZ YOK OLDULAR ŞİMDİ Bİ ASALAKLAR  NE YAPALIM NE EDELİM ÖYLE BİR BOMBA PATLATALIM Kİ  TÜM DEFİNECİYİ YENİDEN KENDİMİZE ÇEKİP PARACIKLARINI ALALIM DÜŞÜNCESİ İLEN HEPSİ KAFA KAFAYA VERMİŞ ŞEYTANI DA YANLARINA ALMIŞLAR ÇARE ÜRETMİYE UĞRAŞIYORLAR ...  nacibaba..................onk...
 
ARKADAŞLAR  DEFİNECİ CAMİASI  BEN  NACİBABA VE BU SİTE SİZLERE BEN ÖLENE DEK SADECE DOĞRULARI SİZLERE VERMİYE DEVAM EDECEKTİR ..
PİYASAYA YENİ ÇIKAN HERHANGİ BİR ŞEYİN NE OLDUĞUNU BEN ZATEN BURDAN SİZLERE DUYURUYORUM  AMA BANA İNANAN İNANIR İNANMIYAN DA GİDER ALIP BOYUNUN ÖLÇÜSÜNÜ GÖRÜR Bİ TON PARASINI DA SOKAĞA ATMIŞ OLUR  ONUN İÇİN HERKES DİKKATLİ OLSUN VE YUKARDAKİ ÖYKÜYÜ  DE DEFALARCANA OKUYUN TAMAMİYLEN DE DOĞRUDUR  BUNLAR TAMAMEN BİLİNÇSSİZ ÇALIŞMALARIN SONUÇLARIDIR HİÇKİMSA KANMASIN  ORDA VARMIŞ BURDA VARMIŞ ŞÖYLEYMİŞ BÖYLEYMİŞ TÜM BUNLAR BOŞ İŞLERDİR...........................NACİBABA......................ONK.. 
HAKİKAT OLANI TEK OLAN ŞEY VARDIR  BUNU SİZLERE DEFALARCANA HER YERDE HAHSEDİP YAZIP KONULARDA EN AÇIK DİLLERDE ANLATMIYA DA UĞRAŞIYORUM ..
 
NOT>>HER DEDEKTÖRÜN ÇIKIŞINDA KESİCİ BİR TAKOZ MEVCUTTUR GÜCÜNÜ DÜŞÜRMEKTE KULLANILIR YALNIZ  DEDEKTÖRÜN ÇIKIŞI İLEN TOPLAYICISI BİRLİKTE BERABERCENE ÇALIŞTIKLARINDAN  ANLAMIYAN YETKİSİZ KİŞİLERCENE YAPILAN MÜDAHELELERDE SADECE AÇILAN WATT ÇIKIŞ GÜCÜ ETKİSİYLEN  BU SEFER ALICI KISIM ARASI DENGESİ BOZULACAĞINDAN ARTIK O DEDEKTÖRDE NE HASSASİYET NE ALIŞ KABİLEYETİ YOK OLACAĞINDAN  BU SEFER 50 CM DE KAYBEDERSİNİZ  BU İŞLER BUNLARA AİT ALETLER TAKIMLARLAN OLUŞMAKTADIR  VE BU TAKIMLAR ALETLER ÇOK PAHALLI CİHAZLAR OLDUĞUNDAN  SADECE SER VİSLERDE O DA 100 SERVİS VARSA  10 NUNDA BULUNUR ONUN İÇİN HER YERE DE İTİBAR ETMEYİNİZ .
DEMEM O DURKİ  AÇILAN ÇIKAN GÜCE GÖRE ALIŞI DA DENK GETİR MENİZ ŞARTTIR  AKSİ TAKDİRDE İŞLER ÇOK FENA KARIŞIR  VE HERKESE DE ŞUNU TAVSİYE EDİYORUM DEDEKTÖRÜNÜZÜN İÇİNDEKİ HİÇBİR UFAK POT AYARLARA TORNAVİDA SOKMAYINIZ AKSİ ANINDA BOZULMAYA SEBEB OLURSUNUZ  DEDEKTÖRLER AYNI KARA RADARLARI SİNYALİNDEKİ SİNYALE EŞ DEĞER ÇALIŞIRLAR  ŞİMDİ BAŞLIKTAN ÇIKAN SİNYAL VE TOPLAYICI BERABER ÇALIŞIYOR VE BİŞİYE DENK GELİNDİ  GİDEN SİNYAL O NESNEYE ÇARPIP TOPLAYICI TARAFINDAN MAKİNEYE TAŞINIR  VERSA ANALİZ KISIMLARINA SOKULUP BUNUN YAKLAŞIK NE OLDUĞU ANLAŞILMAYA ÇALIŞILIR AMA BU DENGE BOZULURSA İŞLER KARMAKARIŞIK OLUCAKTIR DÜZEN BOZULACAKTIR AYNI BİR GEMİ RADARINDA ANTENİN HER BİRDÖNÜŞÜ AYNI ANDA DOĞRU OLARAK RADAR EKRANINDA TURLAR  VE ARAYA BİR CİSİM GİRMİŞSSE  EKRANDA ONUN YERİ MARKALANIR VE SİZ O CİZME BİR İŞARET KORSUNUZ ANTEN HER DÖNÜŞÜNDE BU CİSMİN NE TARAFA GİTTİĞİNİ MARKALAYACAKTIR VE SİZİN EKRANA İLK KOYDUĞUNUZ İŞARETİN NE TARAFINA DOĞRU BU CİSİM KAYMIŞSSA DEMEKKİ  O MARKALANAN CİSİM O İSTİKAMETE GİDİYORDUR VE CETVELİ ÇALIŞTIRIR ARANIZDA KAÇ DENİZ MİLİ OLDUĞUNU SAPTARSINIZ  VS VS  DEDEKTÖR SİNYALİ DE AYNI ESASA DAYANIR HER KİM KARŞI BİR İTİRAZDA BULUNURSA BULUNSUN İDAACI İYİCE KONUYU İNCELEDİĞİNDE BENİM DEDİĞİME GELİR SONUNDA ..
DEDEKTÖRDE BİR RADAR EKRANI OLMADIĞI İÇİN BAŞKA ALTERNATİFLER YAPILMIŞTIR MESELA (PINPOINTİNG ) ÖZELLİĞİ BU TUŞA BASIMDA  VEYA WHİTESTE TETİĞİ İLERİ İTİP ÇALIŞTIRMADA TOPRAK İÇİNDEKİ METALİN EN YOĞUN EN FAZLA SİNYAL ÇIKARDIĞI AN  BAŞLIĞIN TAM ORTA YERİDİR  BAŞLIK HAFİFÇE HİÇ KIPIRDATMADAN YUKARI KALDIRILIP PARMAĞINIZLAN O ORTALIK YERİ İŞARETLEYİP BAŞLIĞI ÇEKİNİZ ORDAN VE ORAYA BİR AĞAÇ ÇUBUK SOKUN BU TAM YERDİR EĞERKİ BU BİR PARAYSA BU PARAYA KAZMA ESNASINDA ELİNİZDEKİ KAZICI İLEN VURUP ZEDELEMEMEK İÇİN YANLARDAN YANLARDAN TOPRAK AÇILIR VE O PARAYA DA HİÇBİR ZARAR VERİLMEDEN ALINIR  EĞERKİ BİR EKRAN OLSAYDI ZATEN PARANIN YERİNİ ŞEKLİNİ BİÇİMİNİ NE OLDUĞUNU ZATEN EKRANDA GÖRÜCEKTİK  AMA DAHA İCAD OLMADI BU İŞİ AKLINIZDAN  ŞU ANDA ÇIKARIN VAR DİYEN YALAN KONUŞUR BUNU DA UNUTMAYINIZ YANİ DEMEM ODUR Kİ HAVADA VE SUDA CİSİMLER TAMAMEN BELİRLEİYOR DA TOPRAK İÇİNE DAHA İŞLEYEN BU ŞEKİLLERDE SİNYAL YOKTUR BULUNAMADI SADCECE HALEN KLASİK  SES DALGALARINI BİÇİMLERİNİ KULLANIYORUZ O DA KISITLIDIR 00 KHZ İLEN 150 KHZ ARALIĞIDIR  TÜM MADENLER BU ARALIKLARDAKİ SAYILARA GÖRE CEVAP VERİRLER ...
 
BU DERİNLİK KONULARI VE İŞLERİNE ALTERNATİF YOLLARIN BAŞINDA TEK BİR ARAÇ VARDIR TESPİT ETMEK İÇİN  O DA BENİM YAPIM ÇUBUK SİSTEMİDİR  BUNU DA GURURLAN VE HAKİKAT OLARAKTAN SÖYLÜYORUM DİĞERLERİ 50 SENE ÖNCE BENDEN ÇALINAN BU SİSTEME AİT SADECE ŞEKİL OLARAK BENZİYEN YANLIŞ SONUÇLAR VEREN SİSTEMLERDİR  VE BENİM SİSTEMİMİ DE HİÇBİR KUL DA BULAMIYACAKTIR YANINA DAHİ DE YAKLAŞAMIYACAKLARDIR BU BENLEN VAR OLDU BENLEN DE GİDECEKTİR BU HAKİKATTIR YANLIŞI YOKTUR ..
BUNUN YANISIRA DA BİR MAKİNENİZİN OLMASI YETERLİDİR BAŞKA HİÇBİR ARAÇ VE GEREÇE ARTIK GEREKSİNMENİZ YOKTUR ..............................................NACİBABA.....................ONK...
 
DİKKAT>>%60 A VARAN MARKA MAKİNELERDE DEVRELER ARTIK ÖYLE BİR KURULMAKTADIRKİ ÇIKIŞI VE TOPLAYICISI DİREKT ENTEGRFE İÇİNDE VE SABİTTİR YANİ DIŞTA BU GÜCÜ YÜKSELTEN VEYA AZALTAN BİR TRİMPOTU YOKTUR  ARTIK BU ŞEKLE KAÇILINMAKTADIR  AMA BİR WHİTES MARKANIN 40 YILI ÖNCESİNDE DE BUGÜNKÜNDE DE BU AYARLAR MEVCUTTUR VE ŞU AN DA BİLGİSAYAR VE İŞLEMCİ ŞEKLE GEÇİLMESİNLEN ARTIK PROGRAMDA İSTENİLEN ŞEKİLLER YARATILMAKTA TATBİK EDİLMEKTEDİR..
VE YİNE SON VERSİYON WHİTES LERİN XLT DEN SONRAKİ XLT DE DAHİL OLMAK ÜZERE  DİREK ALIP TA KULLANICAM DİYE DE KİMSE TEŞEBBÜS ETMESİN ÇOK BAĞIRMAYA HAKARETLERE DE BAŞLARSINIZ İŞTE METHETİĞİN MAKİNE BU MU BİR KARIŞTAN ÇEKMİYOR VS VS DEMİYE BAŞLARSINIZ..BURAYA BANA TAM PROGRAMA YOLLAMIYA MECBURSUNUZ KULLANMAK İÇİN  AKSİ HİÇ ALMAYIN GİDİNİZ BAŞKA BİR MARKA ALINIZ  VE PROGRAMDAN SONRA 1 LİRAYII DA 40 İLEN 50 SANTİMDEN ALIRSINIZ BUNUN YAZAN ARKADAŞLARIN ANLATANLARIN DA ÖRNEK İFŞAATLARI SİTEMİZDE VARDIR  OKUYUNUZ ARAŞTIRINIZ...
YANİ SON VERSİYONLARDA BU YÜKSELTMELER VE AYARLAR  PROGRAMLARLAN OLUŞMAKTADIR  BUNU DA BİLİNİZ..........................................NACİBABA....................ONK....
 
SON DİYECEKLERİM
 
GÖRÜNTÜLÜ --BİLGİSAYARLI LAPTOPLU EKRANLI GÖRÜNTÜLÜ---YERİN ALTINI AYNA GİBİ GÖSTEREN BUNA BENZER TÜM HERŞEY HİKAYEDİR KESİNLİKLEN İNANMAYINIZ..
 
YERİN ALTINI 5 METRE --6 METRE --7 METRE  OLRAK LANSE EDİLEN TÜM YERLİ CİHAZLARDAN UZAK DURUN..
 
5 METREDEN GÖREN CİHAZ VARDIR AMA BUNLARIN ŞEKLİ ŞEMALİ MARKASI BAŞKADIR  BUNU DA ÇOK TEMİZ TOPRAKTA VE DERİNDEKİ METALİN BÜYÜKLÜĞÜNE GÖRE GÖRÜR DUYAR  
BUNLARI 1.Cİ VE 2.Cİ DÜNYAA SAVAŞLARI SONRALARINDA  İMAL EDİLMİŞ OLAN  BAZI MARKALAR VE DEVAMLI GELİŞTİRMELERİ SONUCU 6 METRELERDEN 500 KİLOLUK PATLAMIYAN BİR TOP MERMİSİNİ TESPİT ETMİŞLER VE DEVAMLI KULLANILMIŞLARDIR TARALALARDA VE SAVAŞ MEYDANLARINDA DA HEM BU MARKALARIN HAFİF 1--2  METRE DERİNLİK GÖSTERENLERİ HEM DE BU DERİN 5--6 METRELİKLERİ YOĞUN BİÇİMDE KULLANILMIŞTIR BİZDE DE ÇANAKKALLE SAVAŞ ALANLARINDA BU MARKALAR ASKER TARAFINDAN VE SİVİL TARAYICI LARCA KULLANILMIŞTIR BUNLARIN MARKA VE MODEL DAĞILIMLARI DA ŞÖYLEDİR
 
1> SINNIFFER  AM  120--130--//   140--150--160  MODELLERİ HİÇBİR ZAMAN PİYASAYA YANSIMAMIŞ DİREKT ASKERİ İHTİYAÇLAR İÇİN ÜRETİLMİ,ŞTİR   PULSE DİR  AYIRIMSIZDIR
2> AM --120 ARODA SINNIFFER   2 METREYE KADAR DUYARLI İLK AYIRIMLI MODELDİR  VE DÜNYAA YÜZÜNDE BİLLAHSSA TEKTEKÇİLERCENE ÇOK TUTULMUŞ HALEN YANI VERSİYONUN AY NI ŞEKLİN İMALATI MEVCUTTUR TÜRKİYEDE DE ÇOK SAYIDA BU MODELDEN VARDIR ..
ARKASINDAN  GEMİNİ   VE FİŞHER ÇIKTI İLERKİ YILLARDA AMA BUNLAR O KADAR TUTULMADI
SONRA AMERİKAN ÜRETİCİ  COINMASTER (WHİTES ) İLK TM--808  TİPİNİ ÜRETTİ BU DA 4 VE 4.5 METRELERDE ETKİLİYDİ AMA ÇOK KARARLIYDI FAZLA AYARA GEREK DUYMUYORDU  SADECE TEK KUSURU  ÖN VE ARKA ANTENLERİ KULLANIMDA ÇOK DİKKAT ETMENİZ GEREKİYOR VE SU KAÇIRMAMAYA DİKKAT GEREKİYORDU SERT ÇARPMALARDA VE SERT KULLANIMLARDA BU ANTENLERDEKİ MİLİMETRİK AYARLAR KAÇIYORDU  VE HALEN DE GÜNÜMÜZDE  MEVCUTTUR..
DETROİTTE  COINMASTER E ÇOK YAKIN BİR ÜRETİCİ SIRF BOBİN ÜZERİNE SİPARİŞLEN ÇALIŞIYORDU  ADI MAGNUM FORCE  OLAN BAŞLIK ÜRETİCİSİYDİ BU FİRME DEVAMLI DEV GİBİ BAŞLIKLAR ÜRETİYORDU YUVARLAK ŞEKİLDE  EN BÜYÜKLERİ BİR TRAKTÖRÜN ARKA TEKERİ EBADINDAYDI VE BU BAŞLIKLAR MAKİNEYE BAĞLANMAYIP BİR İP YARDIMI İLEN KULLANICININ ARKA SIRASI TOPRAK ÜSTÜNDEN GELİYORDU  VE 5--6  METRELERDE  BİR OTOMOBİL KAPISI EBADI METALİ FARK EDİYORDU  ÇOK DA TUTULDUYDU HATAYA VE YANLIŞ SİNYALLERE YER YOKTU O KADAR DENGELİ YAPISI VARDI VE BEYAZ RENKLİ BAŞLIKLARDIR BUNLAR  ÇOĞU ARAYICI BUNLARI SİYAHA BOYADILAR Kİ GECE AY IŞIĞINDA HAYALET  GÖRÜNTÜSÜNDEN KURTARMAK İÇİN ...
SONRALARI TABİİ BU SAVAŞ MALZEMESİ İŞLERİ BİTTİ TARİHİ ESERLER KONULARI GÜNDEME GELDİ VE TAM AYIRIMLI MAKİNELER İMAL EDİLMİYE BAŞLANDI  VE ŞUNU DA İFTİHARLAN HİÇ KATIKSIZ ABARTISIZ OLARAK DA SÖYLİYEBİLİRİMKİ İŞTE BENİM BU MARKAYA AŞKIM DA BU YÜZDEN DENDİR  COINMASTER WHİTESİN TÜM MAMÜLLERİ TÜM DÜNYADA ÜRETİLEN HER MARKAYA FARK ATAR BU DOĞRUDUR %100 HEM DE
BU FABRİKA HER ÜLKEYE GİTMİŞ VE ARAŞTIRMASINI YAPMIŞ VERİLERİNİ ALMIŞ  VE TÜM ÇIKAN SONUÇLARIN ORTALAMASINI İMAL ETMİŞTİR VE BU SONUÇ İHTİMALLER DE GÖZ ÖNÜNE ALINARAKTAN HEM FAZLASI HEM AŞAĞISI KONUM OLAN AYAR VOLUMLERİNİ DE KOMUŞLARDIR  VE HİÇBİR NE OLURSA OLSUN TOPRAK KOŞULUNDA DİĞERLERİ GİBİ APIŞIP KALMAMIŞLAR İŞ YAPMIŞLARDIR ....
6000 D İLEN BAŞLIYAN EFSANE BUGÜNLERDE SON VERSİYONLARI İLEN DEVAM ETMEKTEDİR  6000 D VE TM 808  Ü DE İÇİNDE BARINDIRAN MAKİNE XLT DİR  VE EFSANE BU XLT İLEN HALEN DEVAM ET MEKTEDİR..................................NACİBABA.......................................ONK..
 
ŞİMD SON OLARAK SÖZLERİMİ TAMAMİYLEN DEFİNECİLİK KONUSUNUN SONU OLAN ŞU SÖZLERİMLEN BİTİRİYORUM KEYFİYET ARTIK SİZLERİNDİR ...........
 
Şimdi bir kasabada bir köyde veya şehirde her yerde olabilir bir mimli söylentili bir ev var.Ve bu evin içinde kiracı var oturuluyor yani ve bu evi duydunuz arayacaksınız ama nasıl  tek çaresi vardır içindeki oturanlan anlaşıp evi aramaktır başka yolu yoktur ve anlaşıp eve giriyorsunuz ev 3 katlı ahşap kagir cinsli bir yapı 100 metrekarelik bir bahçesi de taş duvarlı içersi gözükmez şekilde mevcut  bahçede su kuyusu da var ve eski birkaç ağaç da mevcuttur...
Arayıcı makineci arkadaş bu ev içi ve bahçesi aramalarında uzmanlaşmış bir kişi olaraktan ilk önce damına çıkıp kiremitlerin altını üstten makineden geçiriyor neden ?=Nedeni şu çok görmüştür ve rastlamıştır ki aile içinden delikanlıların yaşlıların ziyinet eşya ve paralarını dam arası kiremit altı hizalarına saklamışlardır evin esas ilk sahiplerinceki zamanda bunlar oluyor hadi o sakladığında bu dam arası temizdi ve her yer görünüyordu bugün imkansızdır  toız toprak örümcekten geçilmez onun için direkt çatıdan kiremit üstünden aranılır ve böyle aramalarda arkadaş çok da bulmuştur burdan başlıyor yani aramıya evin çatısından doğru aşağı iniyor tüm duvarlar boydan boya  tabanlar oda tabanları da çok mühimdir sıkça rastlanılmıştır belli bir yerin döşemesi usturuplu kesilmiş altı kasa şekline sokulmuştur varsa yukarı bacalı şömüne bunun içine bir çivi çakaraktan asma da yapıldığına çok şahit olmuştur evin kiracıları da üst üste yığılmış birbirinin sırtından heyacanlan aramayı takip ediyorlar birden duvarda alet öter herkesi bir sevinç kaplar makineci durun bakalım der öbür odada bu yerin arkasına ne geliyor ne varsa onu ortalık yere çekin der vdikiş makinesi vardır çekerler sinyal de yok olur işte böyle böyle onu çek burasını boşalt diyerekten 1 gün vakit ziyan olur  ve ev içi olduğundan gündüzün de devam edilir aramaya  bodruma gelince her öten yerden işe yaramaz maddeler çıkar dağ gibi olur ve sonuçta bodrum temizlenmiş ve hiç bişi de yoktur ve gece olması beklenilirken  yemek yerken ocak şömine tipi gözüne çarpar arayıcının evet aramışlardı ama o zaman ateş yanıyordu şimdi ise soğuktu yanmıyordu bişi ve yemekten sonra toplanır her şey der ki şu acağın külünü bir ayrı bişinin içine alın bakayım der yaa derler ateş yanan yerin altına bişi konurmu bu güler ve derki eskilerin kasası ateşin altıdır bu yer buzdolabı gibi soğuktur insan da bu yüzden aldanır işte deyince hepsi hayrety ederler bu işe  ve aleti tutunca gümüş sinyali alır açarlar  yağlımsı kağıtlara sarılı bir paket çıkar herkes sevinçten nered ise havaya uçucak ortalık yerde açarlar  içinden 4 adet gümüş örme kadın bel kayışı çıkar bunların pek para yapmadığını bilen arayıcı evde de tam 4  kişiden 2 si kız 2 si de yetişmiş kadın a verir bunları alın size hediye der  sevinir garipler ne yapsınki hiç hayatlarında göremiyecekleri şeydir sevinir teşekkür ederler ve hava kararınca da bahçeye başlanır bahçenin taraması orda burdaki ıvır zıvırlar yüzünden 2 akşam sürer bu aramadan da bir netice çıkmaz kuyudan da çıkmaz toplam 4 gün harcanmıştır tek bu ev için hiçbişi yoktur tek 4 adet bel kemeri hepsi  o kadardır.........................................................
 
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
 
HALBUKİ BENİM SİSTEMİM OLAN ÇUBUKLARLAN GEL BU EVE HİÇ GİRMEDEN KUYTU BİR KÖŞEDEN KUR VE SOR ..
BAK BU EVİN İÇİ KOMŞULARA GEÇME ŞİMDİK BAHÇEYE DE GEÇME SADECE BU EVİN İÇİ BAK BAKALIM VARMI BİŞİ YOK BAK BAHÇEYE YOK BİŞİ NE KADAR ZAMAN SÜRDÜ 1 DAKKA BİLE DEĞİL ...................................................................................NACİBABA.....................ONK...
 
BU ŞIKKA GET LEN DİYEN ÇOK OLDU VARSA MUHAKKAK VARDIR O EVDE DİYENİ DE ÇOK OLDU AYNI HADİSE ŞARKÖYDE SENELERCE SÖYLENEN BİR RUM EVİNDE VUKUU BULDU  VE HAKKATEN VARMIŞ DA KİRACININ BİRİNE BİR TESADÜFİ OLARAK DENK GELİP ALMIŞ GİTMİŞ PARAYI  FAKAT KİMSENİN HABERİ YOK BU ALINMA İŞİNDEN  VE BU EVE GELEN RU MUN HADDİ HESABI YOK O KADAR MİMLİ  BU EV  VE BEN ÇUBUK SİSTEMİ Kİ DAHA TAM OTURMAMIŞTI BAKTIM ALINMIŞA GELİYOR VE HİÇBİŞİ YOKA GEÇİYOR B EN BUNU SÖYLEDİM  KİMSE DE İNANMADI VE DEDİM Kİ AHA ŞURAYA YAZIYORUM BU EVİ SATIN ALIN DOZERLEN KAZIN BİŞİ ÇIKARSA BEN KENDİMİ BU MEYDANDA ÜSTÜME BENZİN DÖKÜP YAKICAM BU KADAR BÜYÜK KONUŞUYORUM BUNU NSÖYLEDİM AMA BİR YANDAN DA KORKU SARDI YA VARSA  ÇÜNKÜ O TARİHLERDE TAMAM İŞ YAPIYORDU ÇUBUKLAR SATIŞ DA YOKTU HA BİRFE GELİŞTİRMİYE SON EVREYE GELMİYE ÇALIŞIYORDUM  ONDAN KORKUM VE BU EVİ BİR ZENGİN ALMANYALI SATIN ALDI İÇİNDEKİLERİ ÇIKARTTI EV YIKILDI  TEK TEK MOLOZ AYIKLANDI HİÇBİŞİ YOK MOLOZ TEMİZLENDİ DOZERİ GETİRDİLER RESMİ OLARAK KAZI YAPILIYOR  İNANIRMISINIZ 10 METREYE KADAR KAZILDI KUYU GİBİ HİÇBİŞİ YOK YENİDEN TOPRAK KAPATILDI BURAYA  ÇİĞNENDİ BİR KAÇ SENE ÖYLE BEKLENDİ ALMANCI KATLI APARTIMAN YAPTI BURAYA  O BANA GÜLENLER LAF SÖYLİYENLER DE UTANDIKLARINDAN YOLDA BİLE RASTLAŞSAK GÖRMEZLİĞE GELİP GİDİYORLARDAI ÇOK İSTEYYEN OLDU AMA VERMEDİM DAHA TAM DEĞİL DİYE ..
 
İŞTE FARK BUDUR YİNE AYNI HADİSE OLSUN 100 DÖNÜM TARLA SİZ BUN U MAKİNEYLEN SANTİM KAÇIRMADAN KAÇ AYDA VEYA SEBEDE TARAYABİLİRSİNİZ Kİ OYSA ÇUBUK İÇİN BURASINI TARAMAK GÖZ AÇIP KAPAYANA KADARDIR
 
 
SAYGILARIMLAN................................................................NACİBABA..........................ONK.... 
  
NACİBABA..............ONK..
Yukarı Dön
 Cevap Yaz Cevap Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50
Powered by Web Wiz Forums Free Express Edition
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu Sayfa 0,109 Saniyede Yüklendi.