Giriş Sayfası Forum Anasayfası Forum Anasayfası <>5METAL DEDEKTÖRLERİ, MARKA, MODEL TEKNİK BİLGİLERİ <>5COINMASTER++WHİTES <>5XLT
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

WHİTES SPECTRA V3 TAM KULLANIMI

 Cevap Yaz Cevap Yaz Sayfa  <123
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
admin Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
NACİBABA

Kayıt Tarihi: 03/Eylül 2017/2008
Son Giriş: 05/Mart 2017/2024
Konum: GELİBOLU
Durum:
Gönderilenler: 2037
  Alıntı admin Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 04/Aralık 2017/2013 Saat 12:04
 
 
 
SADECE   EBAY   SİTESİ ÜSTÜNDEN  GETİRT  EN GARANTİSİ BURASI DİĞERLERİNİ  BİLEMEM MEÇHULDE KALIRLAR  SANA NE DENİLİYORSA SADECE O İSTİKAMETE YÜRÜ YANLARA BAŞKA YERLERE SAPMA  SAPARSAN DA  BENİ ARAMA  AZICIK BÜYÜK SÖZÜ DİNLE....................ONK...
Yukarı Dön
yusuf esadi Açılır Kutu Gör
Yeni Üye
Yeni Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 02/Mart 2017/2012
Son Giriş: 21/Nisan 2017/2014
Durum:
Gönderilenler: 11
  Alıntı yusuf esadi Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 16/Aralık 2017/2013 Saat 09:38
merhaba nacibaba bilgin abi ve tüm arkadaşlar
Bence eğer spectra v3i cihazına orginal büyük başlık takılırsa çok güzel iş yapar,spectra vx3'ün derinliği spectra v3i'den azdır ve xlt dfx cihazlarının da derinliği spectra vx3'ten azdır,bence spectra v3i çok çok güzel dedektürdür.
Saygılar
Yukarı Dön
orman-100 Açılır Kutu Gör
Yeni Üye
Yeni Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 16/Kasım 2017/2013
Son Giriş: 11/Haziran 2017/2014
Durum:
Gönderilenler: 13
  Alıntı orman-100 Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 16/Aralık 2017/2013 Saat 13:45
arkadasım bende v3i varda   erı n orjınal   baslık turkıyede   2ci elveya o   bulabılırmıyız   arastırdım amayok   ebaydan yurdısından getırılıyormus   ama   suphelerım var
Yukarı Dön
BİLGİN-10 Açılır Kutu Gör
wxt
wxt
Simge

Kayıt Tarihi: 29/Kasım 2017/2013
Son Giriş: 08/Haziran 2017/2017
Durum:
Gönderilenler: 15
  Alıntı BİLGİN-10 Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 19/Şubat 2017/2014 Saat 03:14
Bir internet sitesinden aldığım bilgileri aşağıya derleyerek yazdım. Faydalı olacağını düşünüyorum :

Define bulunabilecek yerler :
İnsanların yaşam alanlarından aşırı uzak kesimlerde define olmaz. Defineler genelde insanların kendi mallarını görebilecekleri yer-lere saklanır. Hiç kimse malı dağ başında iken gelip evinde rahat uyuyamaz. Aklında sürekli bir şüphe olur acaba birisi gömerken beni gördü mü ? Biri tesadüfen bulurmu ? Acaba yerinde duruyormu ? şeklindeki düşünceler insanın içini kemirir. Bu düşüncelerle rahat edemeyecek olan insanlar paraları bir kaç ufak istisna harici eğer yerleşim yerlerinde yaşıyorlarsa yerleşim yerlerine, yerleşim yerinde yaşamıyorsa mesela eşkiya ise yattığı kalktığı mağaraya veya ordan görüp kontrol altında tutabileceği noktalara saklarlar. Daha büyük defineler veya göç esnasında saklanan defineler ise belirgin işaretlerin olduğu yerlere gömülür.

Bu işaretler kaybolmayacak ve ekseriyetle doğal işaretlerden veya büyük yapılardan seçilir. Köprü ve Çeşmeler en bilinen define saklama yerleridir. Köprü ve çeşmelerde genellikle kendi ayağı veya içine değil belli bir mesafeye veya bariz bir şekilde tarifi kolay olan noktalara saklama işlemi yapılır.” Köprünün son ayağındaki siyah taşın altı veya çeşmenin arkasına geç 3 adım at, 3. adımından 1 arşın derinlikte” gibi tarifi basit kaybolmayacak yerler tercih edilir.

Mezarlar :
Mezar türü gömüler genelde dönem dönemdir. Her mezardan para veya değerli eşya çıkmaz. Mezarların grek tarzı veya roma tarzı ölü yanına para koyma yada eşya koyma tarzı gelenekleri olanlar değerlidir. Mezar çeşitleri çok fazla olmakla birlikte değerli mezarlar genelde bölgeye en hakim noktada olanlardır. Mezarlar arazi tabanından yükseldikçe değerli çıkma ihtimalleri artar. Yüksek yerlerdeki mezarlardan çıkan paralar genelde grek iken aşağı doğru roma, bizans, osmanlı şeklinde devam eder.

Tümülüs tarzı veya kaya mezarı tarzı mezarlar mezar çeşitleri içinde en değerli olanlardır. Bir mezarı korumak için ne kadar çaba harcanmışsa o mezar o kadar değerlidir. Tümülüs veya kaya mezarı açmak oldukça zordur. Bu tür mezarlardan soygun yememiş olanlara rastlamak ise büyük şans ister.

Tektekçi mekanları :
Genellikle kiremitli tarlalar bazen ufak taşlı ören yerleridir. Bu tür yerlerde kiremit yapısı kalın plaka halinde ise paralı mezarların dağıldığı anlamı çıkabilir. Farklı formlarda vazo sürahi tarzı kırıklar varsa bu yer bir yerleşim yeridir. Yerleşim yerlerinin büyük çoğunluğunda para çıkar. Bu tür paralar genelde tek tek çıkmakla birlikte bazen 10-100 arası grup şahıs paraları küçük kaplar içinde de çıkabilir. Bu paralar kişinin durumuna göre genelde karışık paralardır. 100 lük bir grup için 5-10 adet altın para 5-10 kadar gümüş para ve genellikle bolca bronz para çıkar.

Bunun haricinde sürülüp dağıtılmış tarla yapılmış mezarlık alanlarda haç, yüzük, çeşitli takı parçaları bazen küçük ikon tarzı hayvan heykelleri çıkabilir. Bu tür araziler tek tek makinesi tabir edilen dedektörlerle taranarak arazi elenir. Arazide yapılacak taramalar adım adım düz olarak gidilip arazi bitirildikten sonra bir turda yan olarak gidilmelidir. Tek paralarda parayı kaçırma oranı yüksektir. Makine başlığı sinyali tam almayabilir toprakta dik duran paraları kaçırabilir.

Define nasıl aranır :
Defineci kişi mutlaka makine kullanmalıdır. Benim şahsi görüşüm daima bu yöndedir.“Ben işaret çözüyorum, ben böyle buluyorum” bunlar kuru gürültüdür. En iyi işaret çözücü olsanız, bir işareti bulduktan sonra orayı sizden önce bulup açan biri varsa hiç birşey bulamazsınız. Bütçeye ve ihtiyaca göre bir makine mutlaka olmalıdır. Makinesiz define arayan 75li yaşlarda onlarca kişi tanıdım, hiç biri bir tane bakır para bulmuş değil. İstisnalardan bahsedecekseniz, bazı insanlara da sayısaldan para çıkıyor ama herkese çıkmıyor. Define sağlam bilgi ile aranır. Bir kere define arayacağınız yerde metal kullanımı olmalıdır. Yani bir araziye gittiniz, makine ile dolaştınız, hiç bir metal yoksa orada define olma ihtimali bir hayli zayıftır.

Kurşun :
Define veya parayı belirten işaretlerden biri kurşun kütlelerdir. 5 gram ile 300 gram arası çeşitli kurşun plakalar veya şekilsiz parçalar bu bölgede potansiyel olduğunu gösterir. Çıplak göz bu parçaları taştan ayıramaz. Cihazla bulduğunuz kurşun parçaları büyük olasılıkla mezarların birleşme yerlerinde veya binalardaki taşların birleşme yerlerinde kullanılmıştır. Bundan sonrası ise makine ile para denk getirmektir. Para denk geldikten sonra paralar incelenmelidir. Paraların dönemi bu yerin ne olduğu belli eder.

Beylik ve Osmanlı paraları ile bakır Bizanslar bir arada çıkıyorsa burası bir kervan yolu veya bir uğrak yeridir :
Burada tektekçilik yapılır. Tek paralar yol boyunca çıkar. Tepe üzerinde dinlenme noktasına veya su sarnıcına gitmeniz size fayda sağlayacaktır.

Paralar roma dönemi ve gümüş-bronz karışık çıkıyorsa burası bir mezarlık olabilir :
Burada mezarlık yeri ve yönü tespit edilmelidir. Genelde tepe üstünde mezarlık vardır. Zamanla tahrip olan mezarların paraları aşağı akmıştır. Tepe üzerine devam edilip açılmamış mezarları denk getirmeye çalışmak faydalı olabilir. Aynı şekilde takı parçaları küpe ve yüzüklerde aynı anlam taşır.

Paralar kararmış veya erime izi varsa dönemi anlaşılmaya çalışılmalıdır.
Para roma ise yakılan ölünün ağzına konan para olabilir. Yakındaki en hakim tepeye çıkılmalıdır. Burada küçük bir alanda çok sayıda para bulunacaktır. Eğer Grek veya Bizans paraları bu halde ise yağmalanmış bir yerleşim yeri olabilir. Ev temeli aranmalı ev içi boşaltılarak tabana ulaşılmalıdır. Evin taban kısmında çok sayıda para ve değerli eşya bulma imkânı vardır.
Yukarı Dön
BİLGİN-10 Açılır Kutu Gör
wxt
wxt
Simge

Kayıt Tarihi: 29/Kasım 2017/2013
Son Giriş: 08/Haziran 2017/2017
Durum:
Gönderilenler: 15
  Alıntı BİLGİN-10 Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 19/Şubat 2017/2014 Saat 11:12
Önceki yazı tektekçilik hakkında idi. Bu yazı ise grup malzeme arayanlar için :

***ARAZİLER:
Arazileri kendi şartları içinde çok iyi değerlendirebilen eski insanlar, kendi yaşadıkları devirlerdeki nüfus yoğunluğunu ve yol geçiş güzergâhlarını göz önünde tutarak en az dikkat çekecek yerleri seçmişlerdir. Arazi gömülerinin çoğunda yerlerdeki sabit küçük kaya parçalarında ok, kama, cezve, nal, niş, sofra taşı, zincir, el ve ayak resmi ile hayvan figürlerinin işlendiği küçük taş parçalarıdır.

Yukarıda saydığımız ve benzeri olan işaretler genellikle kayalıklar üzerinde değil; yerdeki sabit küçük kayalara ve taşlara işlenirler.

Burada dikkat edilecek bir husus arazi işaretlerinin kesinlikle bir tek olmayacağıdır. Hatta Ermeni toplumu mensuplarının kendi iç anlayışları doğrultusunda en az iki ya da üç işaret bırakmadan define gömmediklerini herkes bilir. Bu işaretlerin bir tanesi yön bir diğeri mesafe bildirmek zorundadır. Bazen hem yönü hem de mesafeyi tek kalemde bildiren işaretler de bulunabilir. Ok, yay, tek ayak vb. işaretler bunlardandır. Murçlu kayalar ise mutlak mesafeyi ve yönü sayarak bulmayı gerektiren motiflerdir.

Bu işaretlerin bir kısmı ters yönler için aldatmaca olarak da kullanılır. Ok işareti olarak verilen motifin bazı çeşitleri bunlardan biridir. Diğer bir kısım işaretler de bulunduğu taşın altını kazmayı ifade eder; cezve, değirmen taşı, musalla taşı, sofra taşı, yapraklı çiçek bunlardan birkaçıdır.

Çizilen motifin gösterdiği yönde gidilerek adım ya da metre hesabıyla gömüsü yapılanlar ise gömücü kişilerin mantığını ve kullan-dıkları uzunluk ölçülerini bilmeyi gerektiren işaretlerdir. Bunlar da bir kısım oklar, kasatura, baş halkalı zincir, tek ayak, tek el, tabanca ya da tüfek vb. işaretler bunların bir kaçıdır. Osmanlı döneminde azınlıkların kullandıkları arşın ölçülerinin bilinmesi gibi bazı bilgiler burada önemlidir. Yine Roma ve Bizans gibi uygarlıkların bıraktıkları işaret ve semboller de bilinmezse malzemenin yerini bulmak mümkün olmayacaktır.

Arazi ve kayalık alanlarda bırakılan bir kısım işaretler sadece asıl paranın müjdesini verebilir. Asıl arayı bulmak da yine ikili-üçlü işaretlerin iyi tanınmasını gerektirir. Yer taşlarına bırakılan önemli işaretlerden biri de parçalı motiflerdir.

Bunlar topal ayı, tek göz, noksan yapraklı çiçek, çolak papaz gibi işaretlerdir. Bu motiflerin kopuk ve noksan olan parçalarının bulunması gerekir. Malzeme kopuk parçanın altında değildir, yakınında aranacaktır. Bununla ilgili bilgi kendi bölümünde verilmiştir.

Yertaşlarına çizilen haç veya yemin ifade eden istavrozlar ise bazen mezara, bazen de tapınağa nişan olarak bırakılmıştır. Arazilerde tek ağaçlar ve ikili-üçlü sıralı ya da geometrik şekilli olan ağaç grupları da önemlidir. Definecilerin sıkça bildikleri gibi çatal çamlar, eski ardıçlar, ahlât grupları aldatan yerler değildir.

***ORMANLAR:
Gömülerin sıkça yapıldığı alanlardan biri de ormanlardır. Orman gömülerinde sık ekilen grup ağaçlar yerine yol kenarı fakat belirli yetişkinlikte olan ağaçların yakınları tercih sebebidir. Ormanlarda yine dönemeç noktalar, yada bakıldığında bir köy veya ağılı görecek noktalar önemlidir. Eski orman da defineciler tarafından iyice bilinmesi çok mühimdir.

Orman içlerinde pek çok yerlerde kilise, tapınak yerleri ile mağaralar mevcuttur. Bugün bu yerler bozulmuş tahrip edilmiş olabilir. O zaman buraların eski halini göz önüne alarak araştırma inceleme yapmak gerekir. Yani eskiden orman alanı iken bugün çıplak arazi olarak görünen yerler olabildiği gibi tam tersi de olabilir. Hıristiyanlık öğretisi için de inziva ve riyazet vardır. Dolayısıyla bir kısım kiliselerle tapınakların orman içlerine yapılmış olması sıkça rastlanan durumlardır. Papaz ve rahipler buralara çekilerek ibadette bulunurlardı.

Yine aynı şekilde bazı manastırların gözlerden uzak ve tabiat ortamları içine yapıldığını sıkça görürüz. Trabzon'daki Sümela Manastırı bunların en güzel örneğidir.

***KİLİSE ve TAPINAKLAR:
Gerek inançları ve gerekse eski devirlerdeki güvenilirliği nedeniyle, gömücü insanların tercih mekânlarından birisi de kiliseler ve tapınaklardır. Genel itibariyle kilise kapı girişleri ve yakın çevreleri halktan olan insanların en fazla rağbet ettikleri yerlerdir. Fakat kiliselerdeki papaz ve rahiplerin kendilerine ait has odaları asıl para mekanlarıdır. Zira halkın ve idarecilerin verdikleri paraları papazlar kiliselerin mihrap altındaki ya da kilise ile ev arasındaki kullandıkları dehliz içindeki özel yapılı ve güveli odalarında saklarlardı.

Dışarıdan yada sonradan gelen devirlerin insanlarının bu mekanlarda sıkça tercih ettikleri asıl saklama noktaları kiliselerin avluları-dır. Fakat günümüzde bu tür gömüler yok denecek kadar azdır. Bunlar ya soygunla alınmış, yada avlular kaybolduğu için bugün bulunamaz hale gelmişlerdir. Mağara tipi kiliselerin ise ön cepheleri, yani bakıldığı zaman görülüp tarassut edilebilecek yakın çevreleridir.

***DERE ve NEHİR KENARLARI:
Yer değiştirmesi ve kaybolması kolay mümkün olmayan bu tip yerler, define gömücüleri için vazgeçmez mekânlardan birisidir. Ancak burada bir hususa dikkat etmek lazımdır; derelerin yatak kenarları bu işlem için kesinlikle uygun değildir. Bir sel ya da akıntının felaket olacağını bilen eski insanlar, daha ziyade nehir kenarlarındaki sert kayalık alanları seçerler, böyle gömüleri de mutlaka metal ya da kalın pişmiş küpler içine koyarlardı. Nehirlerin dönüş noktaları ve nehirler üzerindeki eski köprülerin yakınları araştırılmaya değer mekânlardır.

***KÖPRÜ AYAKLARI :
Köprü civarları gömü ileri için önemli olduğu kadar köprülerin ayakları da çok ilginç saklama mekânlarıdır. Özellikle taş yapı köprülerin pek çoğunda ayak kısımlarını işaret eden bir takım motifler ve figürler görürüz. Bunlar bazen bizim gözümüzde süsleme ve tezhip sanatı gibi görülebilir ama aslında bir takım saklanmış eşyanın ifadesidirler. Hepsi için bir genelleşme yapmak mümkün değildir; ancak bu iddiamız pek çok yerde doğrulandığı için rahatlıkla ortaya koyabiliyoruz. Bu tür köprü ayaklarında haç, çiçek, çember, papatya ve güneş resimleri görülebilir. Genel işaretleri bunlardır. İstisna olanlar da vardır.

***PINAR ve ÇEŞME GÖZELERİ:
Özellikle arazide gömü yapanlar için en ideal nirengi noktalardan biride çeşmelerin gözelerdir. Bunları bulabilmek insanı uğraştırabilir. Çünkü pek çoğunun yeri kaybolmuştur. Ancak pınar ve çeşmelerin kendileri de önemli noktalarıdır. Bunların üst kısımları 7-11-40 adım gibi ölçülerle saklama noktası olarak kullanılmıştır. Bir de çeşme ve pınar gömülerinde dört yönden birisi baz alınır ve imkan varsa çeşme üzerine bu işlenir. Dikkatli bir bakıcı tahrip olmamış böyle bir çeşme kaidesinde bu işareti yakalayabilir. Bazı define uzmanlarının ifadelerine göre çeşme gömüleri, suyun aktığı yönde değil; tam arka istikametinde olmalıdır.

Ancak çok sağlıklı bir bilgimizi ortaya koyalım: çeşme ile yakın mesafedeki bir tepeyi üçgen alan gömücü, malzemesini çeşme ile tepeye üçgen gelecek şekilde koymuştu. Çeşme ile tepe zirvesi 10 adım idi ve üçgen noktasındaki para da tam 10 adım da sabit gibi görünen bir kayanın altında idi. Çeşmelerin yapı durumu müsait ise, işlenmiş taşlarının içine ya da kaidesinin dibine gömüldüğünü anlatan kişiler de vardır. Balık, yılan ve kaplumbağa ve baston gibi değişik motifler buraların genel işaretleridir.

Paraların ve eşyaların çeşme/pınar yakınlarına gömülmesinin sebebi buraların bir nirengi noktası olması kadar aynı zamanda eski bir düşüncenin mirası olan anlayıştır. O da çeşmelerin kendisinin değil ama onun derinlerden gelen gözesinin suyu sakladığı gibi paraların da burada saklanacağına olan inançtır.

***Yol Ayrım Noktaları (makas yerler):
Bu noktada çalışma yapacak kişilerin tarih içindeki eski yol haritalarını ele geçirmek ya da rivayetlerle bunları öğrenmelerine gerek vardır. İşaretlerde ağzı açık makas ve bazen de kerpeten dört yol ağzını; kırık makas ise üç yol ağzını ifade eder.(kırık makas bazen iki suyolunun birleştiği noktayı da verebilir) Bu tür yerler define gömecek insanlar tarafından çokça kullanılmıştır. Gömücü kişi; nişanını makas, kerpeten, çapraz kılıç, iğne/iplik gibi motiflerle bu yerlere bırakır.

***DEĞİRMEN İÇİ ve ÇEVRELERİ:
Arkeolojik buluntulara göre insanoğlu buğdayı 6-8 bin seneden beri bilmekte ve kullan-maktadır. Buğdayın genel işleme yeri ise değirmenlerdir. Bu sistemin kullanıldığı ilk tarihleri bilemiyoruz ama şurası bir gerçek ki: ilk değirmenim yapıldığı günden bu güne kadar da insanoğlunun en vazgeçilmez uğrak noktalarından birisi buralar olmuştur.

Değirmenlere su taşıyan ark kenarları, değirmene yükleme yapılan sırtın cepheleri, değirmen çarkının döndüğü istikametin uzak noktaları bu anlamda saklama yerlerinden birisidir.

Bizim aldığımız bir bilgiye göre değirmen sahibi kişi, kendi emanetini değirmenin porto (çift) kapısının sağ kanadının tam arkasına koymuştur. Görüldüğü gibi her insanın kendine göre bir gömü mantığı vardır. Bunların tamamına akıl sır erdirmek ve “şu define şöyle bulunur'' diye ahkâm kesmek mümkün değildir.

***HÖYÜK ÜZERİ ve TÜMÜLÜSLER:
En önemli gömü noktalarından birisi de buralardır. Biz tümülüs ve höyüklerin içyapısını anlatacak değiliz. Gömücüler için bu mekânların dış ve yakın çevreleri çok önemlidir. Sadece define gömücüleri değil; tümülüsleri yapan insanlar bile, para ve diğer emvali tümülüs yerine nereye koyacaklarını zamanında şaşırmış kalmışlardı. Çünkü tümülüsleri birçok kavimler gibi Bizans toplulukları da yapıyorlardı.
Tarihin en büyük soyguncusu olan Bizanslılar, ekonomik sıkıntıları sebebiyle kendilerinden önce yapılmış tümülüslerde olduğu gibi, kendi dönemlerinde yapılanları da buldukları ilk fırsatta soyup soğana çeviriyorlardı. Bunun içindir ki, geç Bizans dönemi tümülüs- lerinde artık sadece ceset konuluyor, armağanları da yakın bir bölgede oluşturulan başka bir saklama mekânına bırakılıyordu.

Aynı mantıkta hareketle geç dönem insanları definelerini gömerken; höyük ve tümülüs, ya da höyüğün yakın mesafedeki şurasına burasına gömüyorlardı. Çünkü buralar asla değişmeyecek ve bozulmayacak sabit mekânlardı.

Define işiyle uğraşan kişilerin bilmesinde fayda olan bir konu da şudur: tümülüslerin yapıldığı dönemlerde değil, çok daha sonraki bölge sakinleri kendi gömülerini yaparken mutlaka bu tümülüs gerçeğini göz önüne alarak gömme işlemlerini gerçekleştirmişlerdir. Tümülüslerin yakınlarında çoğunlukla eski ahlât ve ardıç gibi uzun ömürlü sert ağaçlar vardır. Yada aynı bölgelerde akarsu, ya da bir tepe/dağ gibi bir nirengi noktası vardır. İşte gömü yapan kişiler bu arazi yapıları arasında çoğunlukla adım hesaplarıyla üçgenler kurarlar. Şayet elde harita veya benzeri bir kayıt yoksa dahi; tümülüs çevreleri bu gözle mutlaka incelenmeli, bu bölgeler şüpheden uzak tutulmamalıdır.

Günümüzde de insanlar tümülüs talan etmek yerine, onların çevresinde olanları bulmaya çalışsalar; hem risksiz, hem de sıkıntısız bir çalışma yapmış olurlar. Ruhsatla da yapılabilecek böyle çalışmalar neticesinde tarih dokumuza da zarar verilmemiş olur.

***DAĞ ve TEPELER:
Aynen; tümülüs bölümünde anlattığımız gibi bu sefer de tabiattan küçük dağ ve tepeler define gömücüleri açısından mihenk noktalarıdır. Bu şekil bölgelere ait bir rivayet ya da harita ile karşılaşma durumunda; tepe ile çevresindeki çeşme, pınar, köprü, değirmen, yol ayrımı gibi nirengi noktalar gözden kaçırılmadan sağlıklı bir incelemeye tabi tutulmalıdır.

***KAYALIK ALANLAR, KORUGAN TİPİ-ÇAĞIL ya da ÇAKIL YIĞMALARI:
Kayalık alanlar bu tür bölgelerde yaşayan define gömücüleri için ideal saklama alanlarıdır. Tarihi geçmişi bulunan kayalık bölgelerde yerde yatay olan taşlarla ilgili bilgileri yukarıda vermiştik. Bir de dikey kaya yüzeylerine (yanaklara) bırakılan gömüler ve bunlara ait işaretler vardır. Kayalık mekanların en çok bilinen gömüleri mihraplar, koltuk taşları, önleri ve altlarıdır.

Bir de bazı hayvan figürleri yanaklı kayalara işlenir ve içlerinde küçük müjde sadedinde tek paralar ya da yakın bölgedeki büyük paraya ait haritalar vardır. Bu hayvan motiflerinin en çok bilinenleri ejderha, tosbağa (kaplumbağa), fil, ahtapot gibi hayvanlardır.
Ayrıca çoğu eski yerleşim yerlerinde gözlerimiz eski yaşantının büyük bir bölümünü görebilir. Bunlardan birisi yerleşim alanlarının yamaçlarına serpiştirilmiş irili ufaklı mezarlardır. Bunlar taşlarla yığınak halde bırakılmıştır.
Bu tür bir bölgenin en yakınındaki tepe noktasının zirvesinden baktığımızda, aşağıda taş yığılı mezarların daha büyüğü şeklinde çakıl yığını tepeciklerle karşılaşırız. İşte bu noktalar, o devirdeki kabile reisinin ya da kral, kraliçe, vezir veya rahip olarak adlandırabileceğimiz en ileri gelen kişilerin mezarlarıdır. Bunlar korugan tipli olabilir veya bu şekilde taş yığınlarıyla örtülü haldedir.
Zengin, hiçbir zaman fakirin mezarında yatmayacağına göre, bu kişi en tepe noktaya yerleştirilmiştir. Bazen yine en yakın bir tepe noktada ikinci bir mezarı aynı şekilde görebiliriz. Buradaki de ya ikinci bir kral ya da kral diyebileceğimiz kişinin eşi olan kişidir.
Bu mekânları biz özel yapılmış define mahalli olarak bildirmek istemiyoruz. Zaten bu tür yerlerde çok fazla parayla ilgili malzeme bulunmaz. İdoller, çanak-çömlek ve şahsi eşya gibi malzeme daha çoktur. Bu yerler zaten dış görünüşü itibariyle apaçık mezar olarak bilindiğinden mevzuat gereği, buralara kazı için izin alınamaz.

***SAHTE MEZARLAR:
Bilinen en çok saklama yöntemlerinden biri de sahte mezarlardır. Mezarlar bölümünde yeteri kadar anlattığımız için burada sadece şu noktaya dikkat çekip keseceğiz. Eşkıya ve Ermeni toplulukları, Müslümanların mezarlık ve türbelere olan zaafını bildikleri için, para ve kıymetli eşyalarını daha sonra gelip almak üzere bu tür yerlere saklıyor ve onları değişik bir biçimde şekillendiriyorlardı. Bizim insanımızda baba/dede kül-türü de çok olduğu için, bundan ziyadesiyle yararlanıyorlar ve türbenin adını da “filan baba-filan dede” gibi isimlerle adlandırıyorlardı. Bu tür mezarlar da dikkatli olmak lazımdır.
Yanlışlıkla bir müslüman zatın kabri telef ve tahrip olabilir. En iyisi gerekli araştırma yapıldıktan sonra buranın bir mezar değil, böyle bir define mahalli olduğunun anlaşılmasıyla, bu yerlerde ruhsatlı çalışma için izin alınmalıdır.

Sahte arazi mezarları genellikle uzun ve kıblesiz olur. Türbelere yapılan uzun sandukalar orada medfun zatın yüceliğine istinaden uzun imar edilmiştir. Bunlarla arazideki ya da mezarlıklar içinde olan uzun mezarları birbirine karıştırmamak gerekir. Bir örnek vermek gerekirse; Eskişehir'in Seyitgazi ilçesinde yatan Seyyid Battal gazi yaklaşık yedi metredir.

***MAĞARALAR:
Mağaralar da para gömücülerinin en çok rağbet ettiği mekanlardan birisidir.''İsli Mağara, Gazlı Mağara, Kemerli Mağara“ gibi isimlerle meşhur olan ve aranan mağaraların normal şartlarında ne ifade ettiğini biz henüz bilmiyoruz. Ama fazla uzman olan bazı bulanık suların balık avcıları, bu mağaraları kutsal hale getirip milletin rüyalarına sokuyorlar.

Elbette mağaralar insanların en eski dönemlerden beri kullanım alanlarıdır ve buraları evleri-ahırları ve hatta mezarları olarak kullanmışlardır. Ama asla define gömme yeri olarak kullanılmamıştır. Yani şunu demek istiyoruz: mağaralarda mutlaka para yoktur demiyoruz ama gazlı mağara, isli mağara diye adlandırılan mağaralar özel define yerleridir ve diyemiyoruz. Bunun kesinlikle bilinmesinde fayda vardır. Bu uydurma şeylerle akıllı definecinin zaman ve para kaybına girmemesi gerekir.

Tarihin karanlık dönemlerine ait insanın büyük özenle resimlediği muhteşem galerilerden oluşan mağaralar aslında o dönem insan-larının yaşam alanları değildi. Zira buralarda yaşandığına dair herhangi bir kalıntıya ve günlük kullanım eşyasına rastlanmamıştır. Bazı durumlarda korunaklı kaya ağızlarını belli bir süre sığınak olarak kullanmış olmalarına karşın bunlar resimli mağaralar değildi.
Resimli mağaralar belli önemli olaylarda veya yılın belli günlerinde topluca gelinip ayinlerin gerçekleştiği kutsal mabetlerdi. Bu kutsal mekanlar yalnızca rahiplerin gözetiminde bulunuyor, topluluk da ayin ve ritüellerle katılmak için buralara geliyordu. İlginçtir ki; binlerce yıl ayin ve ritüellere sahne olan bu mağaralar son derece temiz tutulmuş ve bu kutsal alanlarda herhangi bir artık kalıntıya rastlanmamıştır...


Düzenleyen BİLGİN-10 - 19/Şubat 2017/2014 Saat 11:14
Yukarı Dön
kasım80 Açılır Kutu Gör
Yeni Üye
Yeni Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 28/ocak 2017/2014
Son Giriş: 12/Temmuz 2017/2016
Konum: Ankara
Durum:
Gönderilenler: 2
  Alıntı kasım80 Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 17/Mart 2017/2014 Saat 07:06
Selam Herkese
BİLGİN-10 arkadaş güzel bir paylaşım olmuş.Eline sağlık

Düzenleyen kasım80 - 17/Mart 2017/2014 Saat 07:08
Mevla görelim neyler,neylerse güzel eyler.
Yukarı Dön
admin Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
NACİBABA

Kayıt Tarihi: 03/Eylül 2017/2008
Son Giriş: 05/Mart 2017/2024
Konum: GELİBOLU
Durum:
Gönderilenler: 2037
  Alıntı admin Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 04/Nisan 2017/2014 Saat 20:28
xxxxxxxxx49
Yukarı Dön
orman-100 Açılır Kutu Gör
Yeni Üye
Yeni Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 16/Kasım 2017/2013
Son Giriş: 11/Haziran 2017/2014
Durum:
Gönderilenler: 13
  Alıntı orman-100 Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 01/Mayıs 2017/2014 Saat 14:52
Elimde whites v3i vardi satip turkiyede uretilen cihazlardan aldim ama bin pismanim toprak altinda 25 santimden 1 tlyi demir diyor cok pisman oldum whites whitestir sasmayin
Yukarı Dön
admin Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
NACİBABA

Kayıt Tarihi: 03/Eylül 2017/2008
Son Giriş: 05/Mart 2017/2024
Konum: GELİBOLU
Durum:
Gönderilenler: 2037
  Alıntı admin Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 18/Haziran 2017/2014 Saat 21:36
 
ORMAN----100    NİCKLİ ARKADAŞA
 
DOĞRUYU  EN SONUNDA GÖREREK ANLAMIŞ BİR ARKADAŞIMIZ.. OLSUN, YANLIŞIN NERESİNDEN DÖNERSEN KARDIR DERLER,  SEN YANLIŞI ANLAMIŞIN ARTIK SIRTIN YERE GELMEZ KOLAY BERİ,, DE ARTIK HİÇKİMSE MAKİNE KONUSUNDA SENİ KANDIRAMAZ  BUNDAN EMİNİM  ...
 
ARKADAŞIMIZIN KISCA SÖYLEDİKLERİ HEPİNİZE BİRER REFERANS OLSUN ..
 
KAL SAĞLICAKLAN............................................................NACİBABA...........................ON K.....
 
Yukarı Dön
 Cevap Yaz Cevap Yaz Sayfa  <123

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50
Powered by Web Wiz Forums Free Express Edition
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu Sayfa 0,109 Saniyede Yüklendi.