Giriş Sayfası Forum Anasayfası Forum Anasayfası <>5DEFİNECİLİĞE, FORUMA ve HAYATA DAİR <>5MİZAH / MAGAZİN / POPÜLER / GENEL / KARIŞIK
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

ALTININ BİLEŞİKLERİ

 Cevap Yaz Cevap Yaz
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
darbaz Açılır Kutu Gör
Üye
Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 17/Haziran 2017/2010
Son Giriş: 15/Temmuz 2017/2013
Durum:
Gönderilenler: 45
  Alıntı darbaz Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: ALTININ BİLEŞİKLERİ
    Gönderim Zamanı: 09/Kasım 2017/2010 Saat 05:07

Bazı kişiler altına olmayacak şeyleri yükler.Dağ taş altın oksitten gecilmez.Şimdi Altını söyle bir inceliyelim.

Altın bileşiklerinde +1 ve +3 değerlikli halde bulunur. Bütün bileşiklerinden kolayca metalik hale indirgenebilir.

Altının, AuCl, Au2S, AuCN gibi +1 değerlikli bileşikleri sulu çözeltilerde kararsız olup, +3 değere yükseltgenir veya metalik hale indirgenir. Bununla beraber sodyum ve potasyum siyanür ile verdiği kompleks tuzlarının sulu çözeltileri hazırlanabilir ve endüstride özellikle kaplamacılıkta kullanılır.

Organik tuzları da bilinmekte olup kararsızdırlar.

Altının +3 değerlikli bileşikleri genellikle kararlıdır.

AuCl3 su, alkol ve eterde çözünür, fotoğrafçılıkta ve kaplamada kullanılır.

AuBr3 alkol ve eterde çözünür. Bazı kimyasal analizlerde kullanılır.

Altın hidroksit, Au(OH)3, ışığa karşı hassas kahverengi bir tozdur. Suda çözünmez, hidroklorik asit ve diğer asitlerde çözünür. Yaldız yapımı ve kaplamacılıkta kullanılır.

Altının organik bileşikleri genellikle dialkil tuzlarıdır. Bu tuzlar R2AuX şeklindedir. Burada R organik molekül , X ise halojen, kükürt, azot veya oksijendir.


Şimdi son bölümdeki “halojen kükürt azot ve oksijen” sakın sizleri heyecanladırmasın. İşte buldum diye bu bileşikler gaz falan çıkarmazlar. Katı formdadırlar. İllakı ben bunu gaz haline sokacağım derseniz o zaman 2850 derecenın üstünde ısıtmak lazımdır.  O zaman ışte altının buhar olup uçtuğunu görebilirsin ama tavsıye etmem. Geriye bir şey kalmaz. Olan altın parçasına olur ,o da elınden gider

 Bizim için asıl olan işlenmiş altındır. Cevher halinde olanlar değildir.

Bu durumda da ortada dolaşan altının ürettiği bir gaz falan olmaz. Altın da kendi içinde hiç bir reaksiyona girmez. Kendimizi bunlarla kandırmayalım
Yukarı Dön
nacibaba Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
Forum Sahibi osman naci kanat

Kayıt Tarihi: 29/Ağustos 2017/2008
Son Giriş: 30/Temmuz 2017/2013
Konum: T.C---Gelibolu-
Durum:
Gönderilenler: 2334
  Alıntı nacibaba Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 09/Kasım 2017/2010 Saat 08:43
 
 
DARBAZ ARKADAŞ BURDA DA BİR YANLIŞLIK YAPIYORSUN
 
ÖYLE YANGINLAR OLUŞMUŞTURKİ  DEĞİL 2800 DERECE 3000 DERECENİN ÜSTÜNE ÇIKANLARI ARASINDA KALAN ALTIN TAKILAR ERİYOP KÜLÇE  HALİNE GELMİŞTİR
 
HİÇBİR MADENİ NE DENLİ HARLARSAN ONUN VASFININ BOZULMASINA SEBEB OLURSUN  HİÇBİR METAL BUHAR OLUP UÇMAZ BUNU İLK SENDEN DUYUYORUM  NEYE DAYANDIRARAKTAN SÖYLÜYORSUNBUNLARI RESMİ BİLİMSEL AÇIKLAMALARI VARSA YAYINLA DA BİLMİYORSAK BİLE ÖĞRENMİŞ OLURUZ DİYORUM..
 
 
.......................................................................................................NACİBABA...............ONK..
NACİBABA..............ONK..
Yukarı Dön
darbaz Açılır Kutu Gör
Üye
Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 17/Haziran 2017/2010
Son Giriş: 15/Temmuz 2017/2013
Durum:
Gönderilenler: 45
  Alıntı darbaz Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 09/Kasım 2017/2010 Saat 12:58

Bütün  metallerin erime ve kaynama noktaları vardır. her biri farklı farklıdır.Sizlere periodik cetveli  buraya kopyalayacagım.

linki budur.
 
buda görseli . yanlız resim yüklerken  bayagı zorlandım.
 
 
 
 
 
 
 
 
erime noktaları ile buharlaşma(kaynama ) noktaları  farklıdır


Düzenleyen darbaz - 09/Kasım 2017/2010 Saat 12:59
Yukarı Dön
nacibaba Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
Forum Sahibi osman naci kanat

Kayıt Tarihi: 29/Ağustos 2017/2008
Son Giriş: 30/Temmuz 2017/2013
Konum: T.C---Gelibolu-
Durum:
Gönderilenler: 2334
  Alıntı nacibaba Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 09/Kasım 2017/2010 Saat 14:06
 
 
 
ARKADAŞIM TEKRARDAN MERHABA SELAM
 
ŞİMDİ VERİLEN TABLOLARDA SADECE KAYNAMA NOKTASI VAR TABİKİ KAYNIYAN BİR ŞEYİN İÇİNDEN YABANCI OLANI VEYA BUHARI ÇIKAR DA O MADDE BUHAR OLUP YOKOLMAZ BENİM BİLDİĞİM KADARI İLEN ZATEN BU KONUYA DA DEĞİNİLMİYOR  SADECE KAYNAYA KAYNAYA ŞEKİL DEĞİŞTİRİR ESVAFI BOZULUR MADDE YOKOLMAZ  ... YANARDAĞ DA MİLYON DERECEDE PÜSKÜRTME YAPIYOR İÇİNDE BU LAVIN HER TÜRLÜ MADEN İÇERİKLERİ VAR BUNLAR ÖZÜNE SADIK OLARAK ERİMİŞ ŞEKİLDE AKIYORLAR YOK OLMUYORLARKİ YOK OLSALAR LAV ŞEKLİNDE BİR AKIŞ OLMAZ HERHALDE DEĞİLMİ  YİNE DE BİŞİ DİYEMİYECEĞİM ÇÜNKÜ SADECE BİLGİ OLARAK BENDE MEVCUT UZMANI DEĞİLİM KONUNUN ...
 
VARSA HAKİKİ KONU UZMANI O AÇIKLASIN  BİLMEDİĞİMİZ VEYA YARIM YAMALAK BİLDİĞİMİZ ŞEYLERİ DE TAM OLARAK ÖĞRENMİŞ OLURUZ VERDİĞİNİZ GRAFİKLERİN ÇOK ÇEŞİTLİLERİ BEN DE  DE BELKİ 40 SENEDİR AYNI ÇİZELGELER VAR  HİÇ DE DEĞİŞMEMİŞ GÖRDÜĞÜM KADARI İLEN  NEYSE ..
 
 
....................................................................................................NACİBABA................ONK....


Düzenleyen nacibaba - 09/Kasım 2017/2010 Saat 14:07
NACİBABA..............ONK..
Yukarı Dön
darbaz Açılır Kutu Gör
Üye
Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 17/Haziran 2017/2010
Son Giriş: 15/Temmuz 2017/2013
Durum:
Gönderilenler: 45
  Alıntı darbaz Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 09/Kasım 2017/2010 Saat 14:27
bulundugunuz  yerde Kimya Mühendisi bir arkadaşınız  yada dostunuz varsa ona danışabilirsiniz.   size   kaynama ile buharlaşmanın aynı şey olduğunu izah edecektir.
maddelerin   halleri vardır. bunlar sırasıyla  katı , sıvı  ve gaz 
 
herkezin  bilidiği  civa 356 derece kaynamaya başlar.caesium
 katıdır. 29 derece erir.670 derecede kaynar. Yani buharlaşır.
 
Yukarı Dön
darbaz Açılır Kutu Gör
Üye
Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 17/Haziran 2017/2010
Son Giriş: 15/Temmuz 2017/2013
Durum:
Gönderilenler: 45
  Alıntı darbaz Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 09/Kasım 2017/2010 Saat 15:20
İsterseniz şimdi de Oksijene bakalım.
 
 

Yeryüzünde bulunan en bol elementler­den biri olan oksijenin atom numarası 8 olup, bileşiklerinde -2 değerlik alır. Oksijenin diğer ele­mentlerle oksit oluşum reaksiyonlarının çoğu ekzotermiktir ve dışarıya ısı verir. Oksijen, flordan sonra elektronegativite değeri en yüksek olan elementtir. Oksi­jenin 16O, 17O ve 18O olmak üzere üç tane doğal izo­topu vardır. Tabiatta oksijen diatomik yapılı olarak O2 molekülleri şeklinde bulunur.

Oksijen gazı molekülündeki bağı koparmak için yük­sek enerji gerekir (494 kj/mol). Bu sebeple oksijenin reaksiyonları yavaş ve yüksek sıcaklıkta gerçekleşir.

Oksijen NŞA renksiz kokusuz bir gazdır. Soğutuldu­ğunda mavi renkli bir sıvı hâline gelir. Oksijenin kayna­ma noktası -182,9 °C ve donma noktası -218,4 °C 'dir. Normal şartlarda (0°C ve l atm) bir litre oksijenin kütlesi 1,43 gramdır. Aynı şartlarda l litre hava ise 1,29 gramdır.

Normal koşullarda oksijen gazı suda çözünür. 0°C ve l atm basınçta l litre suda 31 ml oksijen gazı çözü­nür. Bu miktar da sudaki canlıların yaşaması için ye­terli bir miktardır. Suyun soğukluğu arttıkça suda çö­zünen oksijen miktarı da artar.

Sıvı oksijen çok zayıf olarak mıknatıs tarafından çekilir. Bu­nun sebebi oksijen molekülünde çiftleşmemiş elektronların bulunmasıdır.

Oksijen, solunum yapan canlıların hayatının devamı için gerekli olan bir elementtir. Solunum yoluyla akciğerlere alı­nan oksijen kandaki hemoglobinlerle birleşerek oksihemoglobin bileşiğini oluşturur. Bunlarda kanla birlikte vü­cuttaki en küçük hücrelere kadar nüfuz ederek vücuttaki proteinleri ve yağlan yakar. Canlılar için gerekli enerji böy­lece sağlanır. Oksijen, anaerobik ortamda (oksijensiz) yaşayan bazı bakteriler hariç canlı hayatının devamını sağ­lar.

Oksijen gazı, güneş ışığı ile birlikte suda bulunan zararlı bakterileri yok eder. Kullanma ve içme suları zaman zaman havalandırılır. Böylece havanın oksijeninden istifade edilir.

Yukarı Dön
darbaz Açılır Kutu Gör
Üye
Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 17/Haziran 2017/2010
Son Giriş: 15/Temmuz 2017/2013
Durum:
Gönderilenler: 45
  Alıntı darbaz Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 09/Kasım 2017/2010 Saat 19:17
Bu  seferde Karbondiokside bakalım,
 
 
Karbon dioksit, kovalent bağlı bir karbon ve iki oksijen atomundan oluşan moleküle sahip, normal koşullarda gaz halinde bulunan bileşiğin adı. Renk ve kokusu yoktur. Formülü CO2 şeklinde olup molekül ağırlığı 44.009 g/mol dür. Karbon içeren besin maddelerin metabolize edilmesi sonucu meydana gelen bir son üründür.

Solunumdaki yeri açısından hayati önem arz eder. Oksijen akciğerlere üst hava yollarını geçerek gelir ve alveolde hemoglobin ile taşınarak alveole getirilmiş olan karbondioksit ile yer değiştirir. Daha sonra karbondioksit oksijenin takip ettiği yolla dışarıya verilir. Bitkiler gündüz CO2 alır, O2 verirler. Gece ise O2 alır, CO2 verirler.

CO2 serbest gaz halinde volkanik bölgelerden çıkan gazlarda, suda çözünmüş olarak ise maden suyunda bulunur. Şehir ve dağlık bölgelerde değişmek üzere atmosfer havasında ortalama % 0,03-0,04 nisbetinde, egzozda ise % 13 nisbetinde bulunur.

Laboratuvarda CO2, kızdırılmış kok kömürü üzerinden hava geçirilerek elde edilir. CO2 kanda belli seviyelerde bulunur ve vücudumuzun tampon sistemlerinden birini meydana getirir. Kanda artması halinde asidoz, azalması halinde ise alkaloz meydana gelir. Bu durumlar dolaylı olarak hidrojen iyonu konsantrasyonunu etkilemesi ile meydana getirir. Atardamar kanında, CO2 basıncı 120 mm Hg'ye varırsa; baş ağrısı, adale seğirmeleri, oryantasyon bozukluğu, (olmayan şeyleri gören) bir şuur bulanıklığı, konfüzyon, hatta koma görülebilir
Yukarı Dön
darbaz Açılır Kutu Gör
Üye
Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 17/Haziran 2017/2010
Son Giriş: 15/Temmuz 2017/2013
Durum:
Gönderilenler: 45
  Alıntı darbaz Alıntı  Cevap YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 09/Kasım 2017/2010 Saat 19:23
Hidrojen sülfürle devam edelim.
Tüm bunlar  hep kapalı alanlarda
görülen kimyasal maddelerdendir.
 
H2SO3 doğada sülfür içeren organik maddelerin çürümesi sonucu ortaya çıkan yine endüstride bir takım işlemler sırasında oluşan gazdır. Bu gazla zehirlenmelerin tamamına yakını kazadır. Doğada özellikle lağımlarda mahzenlerde, mağaralarda, kömür madenlerinde, kuyularda ve petrol yataklarında bulunur. Yine petrolün rafinesi ve plastiğin eritilmesi esnasında oluşabilmektedir.

Kimyasal laboratuarda çalışanlar, şeker pancarı işleyicileri, kuyu kazıcılar, tabakhanede çalışanlar H2SO3 zehirlenmesi riski olan kişilerdir.

H2SO3; renksiz, düşük yoğunlukta ve çürük yumurta kokusu olan bir gazdır. Zehirlenme esnasında koku alma duyusunun süratle kaybolması nedeniyle sadece koklamakla kişilerin kendinin güvende olduğu hissi oldukça tehlikeli sonuçlar ve ölüm meydana getirir.
Zehirlenen kişilerde ağrılı konjuktivit, ışık etrafında hale görülmesi, baş ağrısı, anozmi, duyu azlığı, bulantı, uyku hali, boğaz kuruluğu, öksürük, akciğer ödemi, ishal ve karın ağrısı gelişir.
H2SO3’ün 0,9-3,8 mg/lt üzeri letal dozudur. CN gibi H2SO3 de sitokrom oksidazı inhibe eder. Ölümde methemoglobin oluşuna bağlı anemininde rolü bulunmaktadır. Tedavide “amil nitrit” ve “sodyum nitrit sülfür” methemoglobinemi yaparak dokudaki sulfid atılımına yardımcı olur.
Yukarı Dön
 Cevap Yaz Cevap Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50
Powered by Web Wiz Forums Free Express Edition
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu Sayfa 0,156 Saniyede Yüklendi.