İnanmıyanı davet ediyorum.

   Ama gene aynı durum söz konusu kazılma konusunda sıkıntı aynı koruyanlar aynı.Yılbaşına kadar bekledim biletlere bişey çıkmadı burasıda üzeri kapalı her yanı kapalı kimsenin görmiyecegi bi yerde bizde işallah pazar günü gündüzden başlıcaz kazıcaz.Sabah başlıcaz ikindiye kadar.Bitmezse bırakıcaz yarın aynı şekilde sabah ve ikindi arası bakalım kısmette ne var.Buralarıda size göstereyim.

                         

voyvodawolcan kardeş ,ben gece yapılan kazılar ile ilgili ne gerçek hikayeler dinledim.bunlardan birisi burada anlatmak istiyorum.Bir üniversite profesörü ile birlikte  bir bakıcı (hoca) kadın, profesörün eşi,yine üniversite mezunu bir erkek ve eşi, makina kullanan bir erkek ta İstanbuldan kalkıp ANADOLUDA  bir köye gelirler.Köyde bulunan buluntular buranın eski bir bizans yerleşim yeri olduğunu  belgelemektedir.Bakıcı kadın bir tas içerisinde bulunan suya bakarak  200 metre karelik alan içeriside  olan buluntuları görebildiğini ancak tam yerini donduramadığını söylemektedir.Bir gece köyde misafir kaldıkları evde kadın suya bakar ve köyde oturan falanca kişinin ( kadın daha önce bu kişiyi hiç görmemiştir,adını bilmemektedir) evinin bahçesinde gümüşlerden oluşan bir define var der. Üç kadın ve ev sahibi ile birlikte 5 erkek evin bahçesinde  aramaya başlarlar.Makina bir yerde yüksek bir sesle bağırmaya başlar.Bu noktada kazı başlar.Biraz kazdıktan sonra toprağın içerisinde bir taş belirir, herkes heyacanlanır,makina tutulur, makina eskisinden daha çok ses  çıkartır.Tamam taşın altında bulduk derler.Taş düz bir taştır,uğraşlar sonucunda taşı oynatıp bir ucundan  kaldırırlarken, taşın altıdan bir ak güvercin çıkar kanatlarını çırparak gecenin karanlığında uçar gider....Herkes çok korkar makinayı kullanan Ertuğrul adlı kişinin el ve el parmakları bembeyaz kesilir, uzun süre iyileşmez.Bakıcı kadın derki defineye cinler yer değiştittirdi.Kazı burda bırakılır.                                                         Bundan sonra  ister gece olsun ister gündüz o bölgede yapmaya çalıştıkları her kazı teşebbüsünde başlarına enterasan şeyler geldiğinden yarım bırakıp geri dönmüşler. Onları burada şimdilik anlatmayacağım.                                                                                             Bilimsel olmayan hiç bir şeye inanmayan bana bu hikayeyi  orda bulunan bir köylü anlatınca olmaz böyle bir şey dedim.Yakın akrabam olan profösere bir gün (Şimdi hayatta değil) bu olayı rast geldi sordum doğruladı.İnanamadım bir günde eşine sordum dediki:bakıcı kadın olduğundan her yere biz kadınları da götürüyorlardı köylüden dinlediklerinin hepsi doğru!    Artık bende inandım.Yıllar sonra aynı bölgede her girişimimiz görülemeyen güçler tarafından  engellendi, vazgeçtik.Siz olun eski yerleşim yerlerinde, hele bu hiristiyan yerleşim yeri ise gece kazıya kalkışmayın.Ne diyeyim voyvodawolcan kardeş  allah yardımcın olsun.                Senin bu yazın üzerine Naci babada birşeyler yazar diye bekledim ama henüz hiç bir ses yok,çünkü bu konuda o çok fazla şeyler yaşamıştır.                                                                 Şimdi mevsim kış, ümitler gelecek bahara. Ümitleriniz hiç kaybolmasın,ümitin bittiği yerde yaşam biter.     KALIN  SAĞLICAKLA..............